Uçup Giden Rüzgardır Ömür
Bu dünyada üç beş günlük ömrün var,
Nedir bu dükkanlar, bu konaklar? Dökülen taşlarla örülen hayaller, Sonunda yıkılır, kalır boş duvarlar... Bir rüya mıdır insana biçilen ömür? Gün doğar, gece olur, vakit biter, Sel yatağına ev kuran ne düşünür? Bu rüzgarlı yerde mum nasıl yanar? Ey insan, Sana ne verdi dünya, söyle? Altın tahtlar mı, yoksa tükenmez hırs mı? Oysa hepsi kum tanesi kadar hafif, Bir esintiyle uçup gidecek kadar... Dünya sana aldatıcı cilvesini sunar, Bağlanırsın kalıcı sanarak her şeye. Oysa bir sel gelir, alır götürür, Ne saray bırakır ne de gölgeler... Gece olur, düşünceler sarar dört bir yanını, "Ne bıraktım ardımda?" dersin kendi kendine. Dükkanlar, konaklar, altın dolu sandıklar, Hangisi sana yoldaş olacak gelirken? Bir mum gibi ömür, titrek bir alev, Rüzgar eser, savurur, ve biter her şey. Ey insan, ne diye unutur, ne diye aldanırsın? Gönlünü neden bu faniye bağlarsın? Bil ki, dünya bir gölge oyunudur, Oynarsın, yorulursun, ve perde kapanır. Gerçek olan, gökte yıldız gibi duran, Sadece Rabbinin çağrısıdır... Bu sel yatağında kurulmaz evler, Bu dünyada ebedi kalmaz yerler. Neden kalıcı sanırsın geçici olanı? Neden ansızın geleni hesaptan çıkarırsın? Rüzgar eser, bir yaprağı savurur, Toprak çağırır seni en derin köşesine. Sonra hesap sorulur; "Ne yaptın bu kısa hayat denen süreyle?" Anlatabilir misin elindeki konakları? Gösterir misin dükkan dolusu mallarını? Oysa gönülden verilen bir damla su, Dağları aşar, yıldızlara ulaşır... Ey gönül, bir mum ışığı gibi, Titreme her esintide, korkma faniden. Unutma, rüzgar eser ve seni söndürür, Ama o rüzgarı da estiren, Sonsuz rahmetiyle her şeyin sahibidir... Bu dünya sel yatağıdır, Seni kayalara çarparak savurur. Ama unutma, akıntıya kapılmazsan, Hakikat kıyısına varırsın... Bu dünya bir yanılsamadır, Bir gölge, bir hayal, bir sahte saray. Sen ise geçip giden bir yolcusun, Durma, kalma, arama kalıcı yuvalar... Ey insan, neden taş duvarlara taparsın? Neden sarayların altın tavanlarına? Oysa senin özün gökyüzüne ait, Ve yerin sadece Rabbinin yanıdır... Bir gün gelecek, rüzgarın son nefesi, Bütün konakları yerle bir edecek. Bir sel gelecek, bir tufan misali, Ve hiçbir ev dayanamayacak... Ama sen, ey insan, Kurtar kendini bu yanılsamadan. Ellerini aç, gönlünü arındır, Asla geri durma beni anmaktan... Beni anmakta gevşeklik gösterme, Zira bu kısa ömürde tek gerçek benim. Dükkanlar yıkılır, saraylar kül olur, Ama benim adım sonsuzlukta yankılanır... Dua et, zikret, secdeye kapan, Ey insan, kalbinin kıblesini bul. Rüzgarlı yerlerde mum yansın, Çünkü o rüzgarın bile Rabbi benim... Şu dünyada üç beş günlük ömrün var, Unutma, her anın hesabı var. Dükkanlar, konaklar, boş hayaller, Hepsi geride kalır, sadece sen ve amellerin... Ey insan, Rüzgarlı bir yerde mum yaksan da, O mumu koruyan benim, O hayatı veren benim, Ve seni huzura çağıran yine benim... Beni anmakta gevşeklik gösterme, Zira huzur yalnız bendedir... Bahadır Hataylı/21.11.2024/Namazgah/İST |