Aşkın Derin Secdesi
Bir ahşap bina gibi yıkılmaya yüz tutmuş kalbim,
Her çivisinde sen varsın, her panosunda özlemin. Zamana yenik düşen duvarlarım, Rüzgârın fısıltısıyla inler, Senin adını çağırır durur, Bir aşkın yanık nefesinde... Kırık parçalarımdan süzülen ay ışığı, Sanki gözlerinin parlamasıdır. Yırtılmış perdelerim, Geçmişin hatıralarına sitemle sarılır. Ve onun köhne köşesinde, Bir sevda anısı saklanır. Bir damla yürek ağrısı düşer yere, Tüm tozlu zeminler o damlayla silinir. Senin için ağlayan duvarlar, Bir türkü mırıldanır rüzgarla. Her yerde, Senin yokluğunda kanayan yaralarım durur... Ey aşk! Ne büyük bir yakarıştır bu! Kuşatan gücün özlemine bu secde Ve kalkamaz bir daha dizlerim. Çünkü seni beklemek, Bin yıllık bir sabırdır. Ve seni özlemek, Kendi içinde kaybolmaktır... Bir zaman gelir, Geçmişin köhnemiş camları kırılır. Ama onun kırık parçasında, Seninle yaşadığım bir hatıra saklıdır. Yırtılmış çocuğum, Ellerinde birer şiire dönüşürüm. Ve onun şiiri Sana bir çağrı olur... Gözyaşlarım güneşe değer, Ve buharlaşır özlemim. Gökyüzüne yükselir, Bir yağmur bulutuna dönüşür. Ve senin geçtiğin sokaklarda, Sicim gibi yağar bu aşk, Her damlasında, Senin adını haykırır... Ah, seviyorum! Bir nefesin sıcaklığıyla, Küllerimden doğan bir sıcaklığım ben. Senin aşkınla yanar, Senin özleminle küllenirim. Ve onun külünde, Yeni bir umut filizlenir... Bir gün, Yağmurlar sonrasında, Bir gök berraklığı olur. İşte o zaman, Kırık pencerelerimi yeniden açarım. Sana baktığımda günün hatırasıyla, İçeride bir güneş ışığı süzülür... Ahşap duvarlarım, Senin ellerinle yeniden kurulur. Her tahta, Seninle atılan sağlam adımlarla güçlenir. Ve o eski bina, Senin gelmenle muhteşem bir saraya dönüşür... Sevdiğim, Bu aşkın secdesinden kalkamıyorum. Dizlerim çökmüş, Ama kalbim hayattaydı. Bir yıkımın içinde bile, Sana olan aşkla, Her yıkım, Seninle bir bahar oluyor... Geçmişin köhnemiş defterlerinde, Seninle yazılan şiirler var. Onun mısrası, Özleminle yanmış. Onun kurtuluşu, Sana kavuşma arzusuyla yoğrulmuş... Bu özlem, Bir kurumuş yaprak gibi kırılgan, Ama bir o kadar da güçlü. Senin adına nefesi haykırırken, Bu sevda beni yeniden inşa ediyor. Her sitemde, Bir umut filizleniyor... Ah, yağmurlar... Düşünün bu yıkılmaların üzerine, Ve geçmişin izlerini temizleyin. Bırak bu köhne kalp, Sana gündelik bir sevgiyle kavuşsun. Ve bırak bu aşk, Hesaba kadar filizlenip hep öyle kalsın... Ahşap bina secdeye varmış, ama kalkamamıştı. Şimdiyse, Seninle bir mabede dönüşüyor. Ve bu mabedin her taşında, İçli kardeşinin sevgisi saklıdır. Sevdiğim, Bu özlemle yıkılacak gibi oldum, Ama seninle olduğumu bilmek, Nefesime ferahlık yüreğime sükunet, Veren bir aşkla yeniden yoğurdu beni; Gökyüzüne yükselen bir dua gibi, Bu sevdam göğe yükseliyor... Ve şimdi, Bu eski ah Senin adınla anılıyor. Onun her tahtası Seninle dolu bir sevda hikayesi, Ve bu hikaye, hiçbir zaman son bulmuyor... Erol Kekeç/09.08.2024/Namazgah/İST |