Kelebeğin Kanatlarındaki Aşk
Bir ormanın derinliğinde,
Yeşilin serin nefesiyle dolan bir yürek var. Dalların arasında usulca yankılanan kuş cıvıltıları, Şelalenin sesiyle uyumlu rüzgarın uğultusu. Ve işte orada, kelebek kadar hafif bir aşk, Aşkın karışımını yapıyor huzurun kucağında. Gözleri yıldızlardan daha parlak, Sesleri rüzgarın fısıltısı kadar yumuşak. Bir gülüş, bir an; Bütün evrenin dikkatle dinlediği yanık bir türkü gibi. Aşk, burada topraktan fışkıran çiçekler gibi saf, Burada akan su kadar berrak... "Biz" diyorlar, " kelebeğin kanat çırpışı kadar hafifiz." Hafif ama güçlü; Dünyanın en ince ipliklerinden örülmüş gibi. Birbirine dokunan elleri, Merhametin sıcaklığıyla doluyorlar... Şelalenin altında taşlar gibi sağlam, Ama sularla yıkanan ruhlar kadar yumuşak. Huzur, bulutlardan dökülen ışık gibi üzerlerine yağıyor. Semanın altında , çimenlerin arasında, Aşkın kök saldığı bir toprakta yatarlar... Kelebekler, onların etrafında dönüyor, Sanki hikayelerini evrene fısıldar gibi. Kanatlarının hafif vuruşları, İki kalp ritmini tamamlıyor. "Bu an" diyorlar, "bütün hayatımızın özeti." Gözleriyle gülüyorlar, Kelimeler dokunamadığı için. Birbiriyle uyumlu hayat iplikleri, Bir müziği çalan notalar gibi. Ve her nota, mutluluğun bir damlası... Ormanın mabedi, Şelalenin duası. Kelimelere dökülmez her damla su, Bir sevgi tanrısına sunulan adak gibi. Huzurun yolculuğunda, İnsanlığın kaybettiği bir cevher gibi, Aşk, yeniden keşfedilir burada... "Merhamet" diyor kadın, "Senin gözlerindedir." "Umut" diye ekliyor adam, "Senin ellerindedir." Ve ikisi birlikte, Sevecenlikle ördükleri bir hayat içinde, Umutla yeni bir hayata başlıyorlar... Bir patlama kahkahası kadar saf, Bir bahar sabahı kadar taze. Huzur, dalların arasında susuz ışık, Gölgeler arasında saklanmayı bırakıyor. Aşk, burada şeffaf bir nehir gibi akıyor... Onun dokunuşu, Kelebek kadar hafif ama anlamla dolu. Onun bakış açısı, Bir ömürlük hikaye yazıyor. Ve her kelime, Yeryüzünün en derin şefkat kuyusundan çizilen bir damla taşıyor... Aşk, burada yalnızca bir duygu değil, Bir evrenin en derin sırrı. Şelaleden akan her damla su, Bir duanın yansıması. Ve ormanın içindeki bu iki ruh, Dünyaya sevginin bir karakterini çiziyor. Burası haritası çizilemeyen bir cennet gibi, Ama kelebeklerin kanat çırpışlarında bulunabilir. Huzur, onun nefesinde, Ve mutluluk, dokundukları yaprağının üzerinde... Birbirine dolanmış elleri, Aşkın en yumuşak ipliklerinden korunmuştur. Ve bu iplikler, Evrenin sessizliğinde bir ışık gibi yanıyor. Kelebek kadar hafif, Ama dağ kadar güçlü bir aşk parlıyor... Erol Kekeç/19.09.2024/Namazgah/İST |