Dertlerin Zinciriyle Bağlı Yürek
Karanlık bir gecede yankılanır bir inilti,
Duyulur mu bir yüreğin ezgisi? Hayat mı sağır, yoksa insan mı kör, Dertlerin zinciriyle bağlanmış bir yürek, Ne acılar gördü, ne sessiz dualar etti. Gökyüzü sisli, yıldızlar ürkek, Ay, karanlığa gömülmüş, ışığını esirgemiş. Bir yanda umut, taze bir tomurcuk, Diğer yanda keder, dev bir kayalık. Hangi el dokunur da siler bu yükü? Sorular iç içe, cevaplar kayıp, Bir boşluğun içinde yankılanır umut. Suç kimde? Hayat mı, yoksa bizde mi? İçimizdeki karmaşa mı asıl düşman? Kim bilir? Bu yürek çok konuşsa da, Duyan nerede, dinleyen kim? Ey zaman, koşar adım giderken, Bir an dur, dinle şu solmuş kalbi. Hüznü kat kat birikmiş, Bir nehir gibi taşmış gözlerinden. Dünya ağır, kalabalık hoyrat, Neden iyilik fısıldar, kötülük haykırır? Bedene zincir vurulmuş, Ama yürek özgürlüğü özler. Bir tebessüm, bir sıcak el arar, Ama her dokunuş bir yara açar. Hangi kelime yeter anlatmaya, Bu derin kuyunun karanlığını? Bu bir isyan değil, bir arayış belki, Kime, neye? Kendine mi, kadere mi? Rüzgârda savrulan bir yaprağa bile özlem duyan yürek, Bir bahar mı bekler, yoksa son mu geldi? İçimde bir çocuk var, saf ve inatçı, Sorar durur: "Neden böyle bu dünya?" Neden sevgiler kum gibi avuçtan kayar, Ve neden insan en çok sevdiklerinden yaralar alır? Cevap verin, ey yıldızlar, Ey sessiz geceler! Ama bilir bu yürek, cevaplar derindir, Bir çiçeğin açışında, bir yağmur damlasında gizlidir. Yine de susmaz, vazgeçmez, Bir ninni gibi acılarını fısıldar, Kimi zaman özlemle, kimi zaman umutla. Belki bir gün, Zincirler kırıldığında, Bu yürek de özgürlüğe kavuşur. Ve o zaman anlar, Hayatın yükü sadece bir köpük, Ve huzur, sessizliğin içinde saklıdır. Bu şiir, bir yüreğin ağıdır, Bir dünyanın üzerine serilmiş bir örtü. Ve bir umut var içinde, Taze bir bahar gibi, Bir gün yeşerecek… Erol Kekeç/29.11.2024/Sancaktepe/İST |