Herkes görmüştü yılanın dilindeki sıcak kanı
“Memleket mi, yıldızlar mı, gençliğim mi daha uzak?”*
kabul etmeliyim üçü de iyi koşucu üçü de aynı mesafedeki bir uzaklığın içine konulmuş ansızın kapımın önüne bırakılmıştı gülümsedim, sadece gülümsedim gülümsemek çocukluğun kaçmamış uçurtmasıdır anlatmıştım sana bazı şeylerin anlatılamayacağını garip yazılar yazan biri olup çıktım son zamanlarda uçurum dağıtıcılarının oyun alanına girip duruyorum açılan ateş sonucu ölen o kişi benim hiçliğin sesini kısmak için bir kayanın sırtından yuvarlanan hükümete karşı ağaçların tarafını tutan savaş karşıtıyım, savaş karşıtları gözaltına alınıyor, olsun yoksa omzum çürüyüp düşecekti gövdemden kaçak düşçü olarak çalışanlar listesinde adım geçiyor kayboluş makamına saygımdan derin sulara dalıyor suyun büktüğü kıyılarda ortaya çıkıyorum yeniden sandım ki unutturur o görüntüyü suyun büktüğü kıyılar garip şeyler yapıyorum ama görüyorum: bir yılan bir ülkeyi elinden tutmuş götürüyor bir yılan bir ülkeyi elinden tutmuş götürüyor götürüyor seslerin topluca öldürüldüğü yere herkes görmüştü yılanın dilindeki sıcak kanı bazıları yönünü çevirmişti görmemek için bazılarının ayakları kaybetmekten yeni gelmişti sis içinde kalmıştı bazılarının pencereleri duvarların arkasında saklanıyordu bazıların kalbi herkes görmüştü acıdan dizlerini karnına çekmiş ülkeyi “herkes her şeyi görmekten körleşmişti”** anlatmıştım sana bazı şeylerin anlatılamayacağını doğru şeyler yapsam da yanlış anlaşılmaktan yorulan o kişi benim sözcükler yerinden kalkıp bir hoş geldin bile demiyor tam da o yüzden bir kuş bulutu geldi durdu üstümde masmavi bir kuş bulutu hayaller kurduran “uyanışlar görkemli olur” u kurdum o an hani şu zalimler düşürüp saraylar yıkan uyanışlar göstermek istedim kuş bulutunu etrafımdakilere ellerimle işaret ettim gökteki tomurcuklanmayı durdu, nefes aldı, kravatını düzeltti yumruk olma alışkanlığına sahip ellerime baktı ve cephaneliği andıran gözleriyle: “elleriniz terör örgütü” dedi kaosun en has adamı gülümsedim, gülümsedim, bu kez uzun tuttum ve tozunu iyice aldım gülümseyişin sordum hafifletici sebepler ustası mösyö kayboluşa ışıklar mı, özgürlük mü, masumiyet mi daha uzak? kabul etmeliyim üçü de çok iyi koşucu bir kanat çırpışı yakınlıktan sustu mösyö kayboluş sonra birden yazılar siliniverdi ekrandan “sayfa görüntülenemiyor” denen o yerdeydik anlatmıştım sana bazı şeylerin anlatılamayacağını *Nazım Hikmet **Hasan Ali Toptaş |
Mükemmeldi,,