ÇOK ANLAMLI SÖZCÜKLER MEYHANESİyılan ıslıklarını topluyorlar nasırlı hayalleriyle suda kaynatıp geçmişi susturmak için kullanıyorlar faydası yok bütün sesler geçmişin tutsağıdır göğsümdeki merdiveni gösterdim dünyadan kaçmışların sığınağıdır burası sen de gördün o merdivenden tırmanırken düşen anlamları kapımıza bırakılan bitmeyen susuzluğu ıstırapla arası iyi olmayan şehirlerden kaçtık Kurudere bize kucak açtı Kurudere evlerin birbirine komşu olmadığı bir dağ köyü Alayaka Köprüsünden sulara atlayan kuşlara seslendik duymadılar bizi gözleri sağır olan kuşlar yaşlanmayı alışkanlık haline getiren annem sürekli ölüp duran babam Tatvan, Güroymak, Mutki sonra Meydan Köyündeki atalarımız ve incitilen iklimler helal etmeyecekler haklarını sen de gördün Zeyno o gösterişli tuzakları günah çukurlarını biz koymadık oraya yoksulluğu coşkuyla alkışlayan şu zenginler tabutalizm ile yönetilen bu yüreği kapkara ülke böyle değildi düşlerimizin bizi götüreceği yer tamam maske bulmakta hiç zorlanmadık belki deniz suyunu yüzümüze sürüp ağlamayı gizledik ama Ege bize iyi gelmedi. çünkü buralarda aşk insanın kurtulmak istemediği bir hastalık buralarda “cennet elması” bahçelerin “trenler” yolculukların “üzüm” Alaşehir’in tanrısı rakı ve şarap, anason ve hüzün hepimiz bükülen kıyıların çağrısında buluştuk çok anlamlı sözcükler meyhanesinde hepsi birden fazla geldi bir şairin yüzüne öyleyse uyanışı anlatmaya çalışan bir şairin yüzü Göçmen Kuşlar Kasabasıyla yıkanmalıdır önce “dil yaranın zindanıdır” demişti bir keresinde inanmıştık ona inanışın en zor olduğu günlerde bir sevincin tenekeden saçağına sığınıp hüznü geçici olarak yakın arkadaşlara bırakmıştım hüznün canını yakmayın demiştim ayrılırken sen de gördün Zeyno; planlanmış fırtınaların yerle bir ettiği tarlaları sen de gördün dil yaranın zindanı değil sahnesiymiş zalime suskunluğun gösterisiymiş orada sahnelenen |
Hiç bir şeyden her şeye dair hikayeler yazan kocaman yazar...
Bu kadar yeterli mi?
Seviliyorsun ve okunuyorsun kardeşim
Q-dere