GÜZEL BİR ŞEYİN İHTİMALİ HIZLA GEÇTİ YANIMDAN“Bir ışık aradığında önce daha da derin bir karanlığa düşersin.” -Carl Gustav Jung (Adalet, direniş ve başkaldırı… üçü de düş halinde, yalınayak ve yaralı olarak bırakıp gitmiş insanı) düşleri tamir ediyorum karşılık beklemeden insandan koşar adım kaçan düşleri sokaklar, evler, ülkeler, oyuncak arabalar, öyküler onlar da uğruyorlar bana ara sıra insan uğramasın, insanın tedavisi yok caddelerin kalbi görünmez bıçaklarla dolu bileniyorlar birbirlerine insan kavramının içinde bir keskinlik kolay kazanılmıyor öyle sere serpe yayılıyor caddeye kötülüğün gövdesi yürüdükçe kan içinde kalıyor ayaklarım ayaklarım estetik olarak bir şiire böyle giriyor işte çok şey var anlatılacak kelimeler henüz bilmiyor bunu anlatmayı deniyorum imge kullanmadan hiç karıştırmıyorum bile buna güneş ve buğdayın gücünü doğrudan bırakıyorum aşağıya gerçekçil anlatımı zamanın elleri ufacık, tutamıyor saniye farkıyla kaçırıyorum parçalanışın yüceliğini anlamsızlıktan sıkılıyorum, caddeden kaçıp eskimiş bir ideolojinin kıyılarına atıyorum kendimi sevgi kılığına girmeyi seviyor kıyılar kıyılar suyun sesini misafir etmekle görevli kaç kere söyledim bunları hiç kimseye kaç kere söyledim gözaltına alınmayı göze alarak duvarların dibine atmayın içinde soru olan öyküleri o öykülerin birinde yürürken hayallerim cebimde ayağım kaydı, bir yaprak havada tuttu beni güzel bir şeyin ihtimali hızla geçti yanımdan saniye farkıyla kaçırdım ezilenlerin sessizliğini (Marx görseydi ezilenlerin çıldırtan sessizliğini mutsuzluk üreten fabrikalardaki işçi yığınlarını düzeltmeler yapmak zorunda kalırdı Das Kapital’de ve din afyondur demekle falan çıkamazdı işin içinden) daha derin bir karanlığa düşüyorum önce ışığı sonra buluyorum görüyorum gözyaşının evrendeki yolculuğunu tecrübeli bir dağın omzuna yaslıyorum yorgun sesimi dağın omzu çürük, tutamıyor öyle kolay oluşmuyor bir kamaşma haz verir önce damarlara yayılış birden hayatın masasına bırakılan o mektubu görürsün her zaman olduğu gibi şöyle başlıyor halk düşmanından gelen mektup “siz bu satırları okurken ben çok uzaklarda değil hemen şurada, yakınızdaki şu kutsal binada sizi sonsuz kere öpen bir kanunu büküyor olacağım” yeni acılar çekeceksiniz yine size en çok acıyı verenlere koşacaksınız tanrı sizi duymayacak! bir taşa başka bir taş düşse taş haykırır insan haykırmaz, insanın tedavisi yok sorularını düşürmüştür cebinden sorulmadığı için bozulmuş soruları tamir ediyorum tozlarını siliyor, yaralarını temizliyorum kölelerin köleliği sevdiği bir düzende usulca aşağı bırakıyorum iyileşmiş soruları kölelerin elleri ufacık, tutamıyorlar |
kelimelerini mayınlı arazide koşturan
senin gibi kaç şair var bilmiyorum
çok sevgiler🌿