HİÇLİĞİN SANATÇISIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Potansiyel olumsuzlukları olan bir insan olduğumu anladığında (bunun tedavisi yok) beni çoktan sevmiş bulundun. Üzgünüm. Kaldırım kenarlarındaki önemsiz su birikintilerinin deniz olma, unutulmuş kumların bahçe ve şehirlere boğdurulmuş ağaçların orman olma isteğinden bahsettiğim için… Üzgünüm, içi boşaltılmış halk yığınlarının içinde ‘devrim!’ diye bağırarak bir kentin en kolay girilebilen yerine ‘âşık olmak serbesttir’ tabelasını astığım için. Üzgünüm, beni hastalıklarımla sevmiş bulundun.
(ıslak kelimelerle soruyor küçük bir kız:
baba ölüm kaçta bitiyor? baba! bilmiyor küçük kız; bazı babalar boşluğun kanatlarıyken bazı babalar da evlerin zindanıdır) ironiler meydanında tutulup kaldım öylece dudaklarım kan içinde; söz yorgunluğu kurşuna dizilme etkisi yapıyor böyle zamanlarda herkes oraya bakıyordu ama kimse görmüyordu barbarlar şöleninde; kin ve devlet işleri el eleydi unutulmuşluk satılan şehirlerden geçtim ayaklarım kum içinde fark edilmedim hiç bulantı hissi veren kahverengi yerlerden geçtim kimse dönüp bakmadı fikir ikliminin vuruluşuna kaldırımlara atılmış hayal ölülerinin arasından geçtim ışığı asırlarca ağlattı anlam azalması nereden yola çıkarsam çıkayım nereden geçersem geçeyim uyandığım yer: işaretler denizi dermanımın bittiği yer: ıstırap meydanı oralarda bulaştı yüzüme hüzün denen o korkunç hastalık sonsuz kırılma getirilip başucuma bırakıldı yeniden başladı melek düşüşleri gülümsemek çok yorucu böyle zamanlarda, ah! bulutlarla kaplıdır ozanlar mevsimi kalbimi çiğneyen soğuk atların sarhoşluğu neşenin aldırmazlığına çarpan dalgınlığım seslerin kanatlarına tutunmuş yanılgı ustalığı ah, bütün bunlar sakıncalı bilginin ve içimdeki uzakların yan etkileri kollarını açmış bekliyor üşümenin çağı odaları çürüyüş kokan gerçekliğin şatosu tanrı sözleri ticareti yapanlar vatan sevgisi ticareti yapanlar insanı ve vatanı öldürdükten sonra birbirlerini eze eze koşuyorlar arınmak için tanrılarına; hiçliğin sanatçısına (kalbi denize bitişik küçük bir yenilmiş ıslak kelimelerle soruyor çağrıların barınağından yaşamak kaç sayfa baba kapıları kaçta kapanıyor?) |
Bu ülkede , küçük kızlar ve dahi güzellikler
yolu anlama düşmeyenlerin sığlığında böğürmelere kurban edilir ve bir böğürme
terbiyecisi yoktur ki zaman izinsiz açılsın
yaşam engelsiz aksın...
Saygılar.