SESLERİN ZİNDANI(“yapayalnızım ama bir şehre yürüyen ordu gibiyim” Sartre, Bulantı) çağının kenarına oturmuş bekliyor bir şair bekleyişi yontuyor düşsel çakısıyla yüzü; sessizlik ve susmak adında haykırışa kıyısı olan iki kentin düşüşü çiçeklerden sözcükler topluyor hiç hayal bırakmadıkları için dünyada bir kadın geçiyor şairin yanından hüznün kökenini araştırıyor gözleri kadının dudaklarında damlayan dikkatsizlik soruyor terkedilmiş bedeniyle: ben kimin ölüsüyüm? “hafızanın ölüsüsün” diye cevap veriyor olasılık uzmanı hafıza: kasten aç bırakılmış köpekler sürüsü “kadın”, “çiçeklerden toplanmış sözcükler” ve “bekleyişi yontan şair” toplandılar ıstıraptan sorumlu bölgede imla hatalarını taşıyan gemilerin geçişini izliyorlar sırtında seslerin zindanı ve ağırlık sanatı denizin uyanışını çiziyor şair düşsel fırçasıyla dalgaların kıyıları dövüşündeki duygu tanecikleri duyulmuyor elle çizilmiş adamların gürültüsünden çağının kenarına oturmuş bekliyor şair taşlara konuşmayı öğretiyor bulanık sular içinde sarılacak insan bırakmadıkları için dünyada |
Gidemedim şiirden
Beni de esir aldı sanırım zindan
İç çekişler eşliğinde okuttu kendini şiir
Tebriklerimle çokça 🦋