Kaos Eğrisine zaman eksiltselerdi beni gökyüzü tamamlıyordu sayıların kalbi yok onlar ışığın ölümüne kaza süsü verdiler yenilgi satıcıları hayret ediyor; mektuplarım hiç yer kaplamıyordu evren gözümün içine bakıyor ustaca ve boş sayfaların başında nöbet bekleyen silgi incecik bir çizgi bile görse saldıracaktı üzerime serpiştirilen yaralı bir ağaç ülkesini kumarda kaybetmiş bir bulut veya koparılmış bir papatya demeti etrafımda dolaşıp dururlar bütün gün üzgünlüğüme kesinleşmiş bilgi sürerler ah, siz! adres taşıyıcıları anlama sahip çıkmak nasıl da göz kamaştırıcı ve nektar kadar değerli, ah bütün gün hem de! sayılar karşıdan karşıya geçerken herkes; diğerleridir ve bir sürü at toplarsan hepsi birden çöl gazetesi hiç manzaramız olmamıştır sayılara kalırsa hatta heykelcikler ayetlerden yapılmıştır tesadüfen oluşmamıştır eğilim. sayılara kalırsa tel örgüler zindanın saçları değildir yardımcı rüzgârlar biliyor: aşırılık güzelliğin düşmanıdır burada karanlıklar karar verici iptal edilmiştir bilge siparişleri bir başınasın dünya ağrısıyla elindeki tek bilgi; reddetme yeteneği hiç değilse bir lekeyi temizler merakın gücü bir mutsuzu dönüp baktırır gülümseyen yüz hiç değilse liderliğe oynar çiçek parçacıkları ana binaya kalırsa bütün bunlar olağan şüpheli sayılar kağıttandır, ıslanıp yırtılabilirler ama metal olan her şeyi satın alırlar; Ortadoğu dahil sayılar genellikle kaza kurşunu bile sayılmazlar onlar cinayeti bir yürüyüşçünün üstüne atarlar sonra sanat geldi ve ten yağmuru ve açlık grevine yatan iki kelime ah o kilolu evlerin içindeki duygu ıssızlığı vicdan haritasındaki kıpırtısız uyku öyleyse sanat evlere kurulan pusudur şimdi toplanıp koca ağızlarıyla içsesin ölümüne de kaza süsü verecekler (26 Mayıs 2017) |
yüreğim de işte böyle koca bir "ah'lar ağacı"...