Ay sevişmeleriÖlümün şeffaf ağzından öperken Ağzıma bulaşan tadın içinde farketmiştim tuzunu… -io- -Ateşe yatırabilir misin ruhunu geceler boyu? -Senin ateşinin beni yakmaya cesareti var mı? ... Reddediyorum… Benim için örülen duvarların diplerinde Sahte orgazmlar peydahlanmasını Ve Sahte yağmur ormanlarında Gerçek günahların katledilmesini Düşmeseydi şehvetli etnanın kucağına Sağ kanadı kırık çocuğum Yine de kabul eder miydi rahmi gecenin Yarattığımız eşsiz ayıbımızı? … Ben suyum Ateş kırmızısı düşse içime kudretim onu yok eder… Yatağımın aşk tarafını kirleten her kambur inancın Damarlarındaki arzularla besleniyorken ruhum Kırılmış tırnaklarımla Biraz daha gebertiyorum korkularımı Tam da bu gece Ay’ın beyazlığı düştüğünde Eski bir evin verandasına Ense kökümde hissettiğim rüzgarla Zamansızlığın sarhoşluğunda demlenecek bedenim Seyrederken bilge baykuş Aklımın izbelerinde ehilleştirdiğim sonsuzluktaki hazlarımı Büyük bir keyifle Ve sen tam da bunları Kendi tuvaline resmediyorken Yeniyetme bir ucube yakacak mumlarını Ucuza satın aldığım yeni hayatların Boynunda taşıdığın zalimliğin çobanı olsamda hala Kalbime yaslanmayacak asla Merhametin uğultuları Unutma ki İzler izlere karışırken Büyük kıyametin şerrine kadar Fırtınaların hiddetini ölümsüzler belirler! |
günah tohumlarımı serpeyim
senin aciz vucuduna
fahişem ol her alaca karanlıkta yatağıma