Mezarüstü sevişmeleriÜç seanslık haykırış… Berrak şehvetin göğsüne yatırılan zamansızlık vaveylasıdır bu Siyah istekleri üzerine örten bedenimin sonsuzluğunda yok olma hevesi… Sayısız rüyalarımda mum kokularıyla tenini tütsüleyen Tanrı Uçsuz bucaksız okyanuslarda kaybolurken ruhumun varlığı Sol kaburganda hisset beni! Yarım kalmış sevişmelerin göbek bağlarıyla bağladığımız kaderin yolu Birgün isyanların en büyüğüyle karışlaştığında Biz ağızlarında kafir dualarla yakaracağız cehennemin kuytularına Diyeceğiz ki, Yağ bütün piç kalmış mutlulukların üzerine Ve yıka günahların en mahremiyle Soğuk kibirli cesaretsizliğimizi.. … Üç seanslık kıyamet… Körpe arzuların bekçisi ruhuna soruyorum Kelebeklerin bileklerindeki prangaların sesini duyuyor musun? Kapımı kemiren dominant bekleyişlere inat Gözlerimin içinde yerleşen çıkmazlarda senli firarlarımın sağ yanını boş bırakıyorum İçimden boşalan kentlerde peydahlıyorum senden olma zerreleri Doymak bilmeyen açgözlülükle kamçılıyorum gökkuşağının renklerini “Etekaltı gülüşlerimi avuçlarının arasına alıp Beni sonsuz iniltilerin kucağına at istiyorum” Ben ki, Bedenimde yarattığın şiddetle söylediğim ilahilerle kutsarken gazabını Sen, Cehennemin muazzam tadında ruhumu sallandır Morarmış kalbimde son bulsun tüm Havva kızlarının masumiyeti Dilinin tenimde bıraktığı sen zerrelerine karışsın portakal kokuları İki nefes arası içime batan varlık! Gözümü bağladığın ipekten korkularla çıplak kalsın varlığım kudretli aynanda Utangaç sevgilerle kızarsın dudağımın rengi Körü körüne yürüdüğüm zaman yoksunu kurak tarlalarda ... Üç seanslık susuş… Duygu fakiri ellerimdeki kan kokusuyla sevmişliğimden bu yana bedenini Asırlar kırıldı ömrümün muhtelif dönemlerinde “Her kor mevsime denk geldikçe ömür Biçildi altından bedeller zarif nefretlere Ağıtlar dizildi kulaklarımın duyabildiğince Sev ve öl denildi naifce” Yüksek dağ tepesinden bakınca uçurumun gözlerine Görülen o ki, Sus payı çalınıp küf kokan ağızlara Çift kişilik kelimeler gömülmüş tek kişilik mezara Bedenlerimiz karışmadan evvel toprağa ve ateşe Göz sularıyla vaftiz edilsin boynuma telaşsız bıraktığın aşk ıslaklığı Sonrasında… Heyhat! Mezarımızın tam ortasında yakılan ateşte oynaşan şeytanların dansı! Heyhat! Gri küllerin örttüğü mezarın üstünde tüm sertliğiyle esen rüzgar! |
tanrı-şeytan;zevk-günah tezatlığı.
sarsılmış,huzursuz bir ruh...