Tanrı ve fahişeİlk deneme… -Ateş- Şefkatin tatlı tadından sıyırıp sesini duy dedi Rutubetli gecenin ilk perdesini kaldırdığı vakit zerdüş Ve Daha sonraları iliklerimde demini alacak largo dolaşmaya başladı Henüz ellerime bırakılan fahişeliğimin üstünde "Gölgesizlerin saçlarını okşuyorum yeni miladımın iki nefes sonrasında Öksüz bir gri bulaşıyor ellerime Soğuğu bugüne kadar ki savaşlarımdan daha keskin" Bu sadece senin ritüelin Korkma dedi Tanrı! En derin mahremimi kilitleyip yerin dibine Kanatmaya başladı tüm şehrin ışıklarını Ve Asırlar sürecek sevişmemiz başladı en şiddetlisinden Sabahların göbek bağını kesip geceden Güneşi arsız ay’ın insafına bıraktık hiç düşünmeden ... İkinci deneme… -Haz- En güçlü zehirlerimizi sahiplenemediklerimizle yaparız unutma! Rüzgarlar bu gece nefesinin çırağı olacak derken Tanrı Kendi nefesinin gözbağımın üzerinde titremesine şaşırdı Kehanet sarnıçlarında oynaşan ruhlarımıza yol gösterirken Dizlerime sürülen taze zambak kokuları Parmakuçlarının beyazı bulması çok sürmedi Ne olmak istersin Sorusunun yakıcı özgürlüğünde yok olan bedenim Aynanın sırrıyla mumyalayıp Karanlığın göğsüne gömüldü Tutku ehilleştirdiğim seans sonrası ... Üçüncü deneme… -Efsun- Sana dilimin ucunda taşıdığım şehveti sunuyorum Kör cinnetin uydurduğu tutkularla besle beyaz olan herşeyi/mi Gayya kuyusunda benim için hazırlanan zindana adım attığımda Zemininde yetiştirdiğin dikenlerin acımı yalamasına izin veriyorum Tüm kavimlerimin susuzluklarıyla susamışken sana Tenimin tuzu dost oluyor yalnızlığıma Artık korkmuyorum! Kapat gözlerini son kez öptüğüm kokunun içinde Çünkü ben Doğamda tohumunu bıraktığın kibirle anıyorum seni sevgili Tanrım Senin de beni aynı arzuyla andığını bilerek… |