Ölüm sağdıcı fısıltılarıSızlanma lüksü olmayan yaralarımla Bir sonraki sevişmeye niyet ettim Sağımda araf Solumda masumiyet… I- Bana bir kadeh gece doldur Ki Yudumladığım her töhmet damlasında Utancım biraz daha yırtılsın Zayıflayan bilincimin etek uçlarında bulduğum kendim Binbir çeşit dilde sayıklıyor ten zaferlerimi Gözlerimde karanlık iki dağ Tüm ezberlerim topal La! Ölmüyorum! Hayalinin birikintileri saçılıyor düşüncelerime Dokunduğum her ten de Daha da çıplak kalıyorum sevaplarımdan Gittiğim yol uykuya kıvrılmıyor ne vakittir Attığım tüm adımlar ise Umut yalvaran kalpler çukuru II- Affet beni Tanrım! Serafimler taşırken masumiyetimi Tereddütsüz bağladım dilimi Rıza göstermişken bir çift günaha Sonum olsun istedim Karşısında durduğum aynanın sırları O vakitten beridir Cümle başlarımda sürünen Hıçkırıklarımı örseliyorum acımadan Sadakatim üşüyor Feminen cinnetlerimin ayazında Kursağıma çöken her anıyı ellerimle devşiriyorum Öfkeyle ve şehvetle Sövüyorum sonra Kalbime ilişmeye çalışan alevlerde nadasa çekilen ruhumla Kelimelerimin mayası piç III- Bana bir kadeh gece doldur Başka bir tenin takvimine göre yaşayan bedenimde Tembihlenmiş rüzgarlar esiyorken Hiçliğin kadife zevkinde dolaşan parmakuçlarım sarhoş olsun Ay beyazlığı görünsün Bedenimi örten bir avuç toprağın üstünde Öylesine narin öylesine ketum olsun ki İflah olmaz hırçınlığım doğsun Safran gözlü kadınların ellerine Çünkü Birgün bana geleceğini biliyordum demişti Tanrıça Bir gün sana geleceğimi bildiğim gibi demişti Tanrı! |
tebriklerim çok ça