1
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1907
Okunma
Bazı ruhlar tasavvursuz yalnızlıklar doğurur her mevsim
Her birisi ateş böceklerinin kanatlarından toplanmış aşklara inat…
-io-
I-
Sana elle tutulur kelimeler vaadediyorum
İliklerimi arşınlayan sessizliğimden sıyırılıp
Henüz kabuk bağlamamış inzivamın gözbebeğinden düşmüş
Tuzlu
Zayıf
Tütsülenmiş kelimeler…
Bir ölünün gözünü karartıp
Gökkuşağının renklerinde kaybolmasını seviyorum
Kemiklerinde taşıdığı ihanet mühürlerini
Utanç terennümlerinde saklanan bunak sevgilere
Sanki nisbet edercesine göstermesini…
II-
Bana keşfedebileceğim günahlarının izlerini göster
Ki
Belkemiğimdeki ağrılı inkar sızladığı her vakit
Avuç içindeki gökyüzünde oynaşan gözyaşlarıyla şifa bulayım
Bırak irkilsin başucumda nöbet tutan ateş
Küflü metanetimle okşarken dudağımın kıyısındaki nefesinin hamlığını
Korkma!
Eğil ve öp fısıltılarımın sıcaklığından
Bedenini istila etse de zahiri rüzgarlar
Sur üflenmeden düşmeyecek cennet kirpiklerinden
III-
Hayat
Toprağa saplanmış bir merdiven
Her basamakta biraz daha çürüyen ruhlarımıza kıyamda şeytan
Bir elinde camdan kainat
Diğer elinde henüz doğmuş şer
Gümüş renkli şarkılarda varolabilen kutsallığım...
Sana duyabileceğin acılar vaadediyorum
Perdelenmiş çığlıkların katili
Görkemli zevklerin esir olduğu
Gri
Keskin
Tütsülenmiş gecelerin tadında saklı acılar…