Duman içi SisŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Nemrut ateşe üfledi ve Tanrı ateşten bir melek yarattı "Mevsimlerden bilmem hangi baharın ertesi Renklerden eflatundu…" Zamanın arasına ayraç koyup Lahzalarla oynayabildiğimiz herhangi bir aralıktı Sen dumandın Ben sis Ya da tam tersi Ne farkeder ki? Henüz süt lekeli dudaklarımla öpmemiştim Şeytanı sağ gözünden Ellerimdeki şefkati Dipsiz bir vaha da yok etmemiştim Duvarlarına yağmur damlaları astığımız odanın içinde Geceleri doyumsuzca sevişip Gündüzleri kendi köşelerimizde ağlamanın hazzıyla tüketmiştik Üç kırmızı asrı … Sonra Kar tanelerini büyüleyip Uzun yollar arşınladık Farklı yollarda Ardımızda koyu lekeler bırakarak Üstünde adın yazılı uzun hatırlayışlar satın alıyorum o günden beri Ayak izlerimizi örten Büyülü kar altında sakladığımız Kimliksiz tesadüfler öpüyor arada bir Teninin soğukluğuna mübtela dudaklarımdan O tesadüfler o kadar şeffaf ki İlk kehanetinde öldürebilir Gözbebeklerine değen başka gözlerin renklerini Şimdilerde parmak uçlarımda koğuşlanmışken Saçlarımın cüzzam kokusu Neden bana bakmıyorsun soruna cevap Seni benimle birlikte başkalarınında görmesinden korkuyorumdur Evet bir başka asrın gün dönümü Teni beyaz bir tesadüfün gölgesinde Mevsimlerden bugün Ve yine renklerden eflatun Merhaba Tanrım yine ben… |
.........
ÇOk doğru aklar düşerken saçlarımıza ardımızda ne çok isli lekeler bırakırız.
Hiç bie şey çıkaramaz o lekeleri.
kutlarım sevgili Aslı