4
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
899
Okunma
burçların mı devrildi
nereye savrulup gittin
kim boğuyor seni bu hayırsız denizde
ey ruhum
ey bendeki ’’ben’’ yarası
yüzün solgun
gözlerin göçmen
yüreğin dertli bir hendek
umudun vardı bir zamanlar
uzaklara hançerlenmiş
sevdadan mı yandın
ihanetten mi yıkıldın
bir kayıp mı sarstı
bir hayal mi kırdı seni
....
ey varlık
ey sonsuzluğun gizemi
ey darlığın her zerresinde saklı nefes
gözlerin yıldızlardan
kalbin güneşten
yeni bir evreni besler attığın adımların
ey varlık
ey ab-ı hayat incisi
’’
sen olmasaydın bu tarumar kafeste
hangi aşk tartar bu kederi
hangi sevgi ölçer bu derbeder ederi
hangi mübarek el yırtar bu mün’kir perdeleri
’’
gözyaşlarım sel olsa yıkar mı günahlarımı
gözyaşlarım ateş olsa yakar mı günahlarımı
sen olmasaydın
yaşamayı kimden öğrenirdi insanlar
kim geçerdi yüreğinin yolundan
kim kime ’’kardeşlerim’’ derdi
rahmetle iner miydi gökten sular
kalkar mıydı dağlar ayağa
ey insan
ey mucize
ey sonsuzluk güneşi
seninle var olmak ne büyük şeref
ne büyük bir nimet
sen olmasaydın
bu yıpranmış tekkelerin ocağında
kim yakardı nevruz gibi bakışlarını
kim güldürürdü kız doğuran anaları
diri diri gömülecek çocukları
kokun geliyor hala her bir köşeden
hangi çiçeğe baksam bir hüzünlü nağme
hangi dağa baksam
sen bakıyorsun en derinden
kirlenmiş vahalarda yalnızlık hüküm sürüyor hâlâ
tutkunun toprağı uykuda olan yağmurları bekliyor hâlâ
bulutlar da kirlendi
ıssızlık bile zehirlendi
sen olmasaydın gül kokar mıydı bu satır başları
kim dokunurdu mazluma
kim şifalardı bu kanserli hastaları
ey varlık
ey gül yaratısı
ey evrenin en nazenin sancısı
hoş geldin
....