ÖPÜCÜK ÖLÜLERİyokuşluklar var insanların yüzlerinde yuvarlanıyorlar kendi yokuşlarından krallarının önüne düşüyor esir alınmış gövdeleri gözleri kocaman olmuş yukarı bakmaktan dizleri kan içinde eğilmekten ışıl ışıldır itaat etmenin memnuniyeti ele geçirilmişliğin karşı konulmaz yayılışı ah, asla temizlenmeyecektir suskunluğun lekesi kim eğilmiyorsa vurulacak yaşa getirilmiştir fırlatılmaya hazırdır bulantı mevsimine kralın değil kör bir kadının önüne düşer ayakları isyanı başlatmaktan gelmiş kör bir kadının buz kalpli gitmelerin hüznüyle yüklü olsa da uzak sabahların çağrısı tadındadır bu kim eğilmiyorsa büyülü uyanışların insanıdır ve iyileştirmeye gitmiştir paslı bir caddeyi kim sarayların oyuncağı olmuşsa; ellerinde nefret sapanı atmaya hazırlanıyordur kinden yapılmış taşları sevgi yüklü kalplere yok oluşlar var insanların yüzlerinde saklanıyorlar içine kendi yok oluşlarının tanrılarının önüne düşüyorlar birer boşluk olarak dünyadan nefret eden sahte müminler kalabalığı kana bandırılmış cümlelerin içinde kırışık bir övgüyle şımartılmış kimlikler anlamları boşaltılmış bayraklar ne büyük görkem (!) ne büyük görkem (!) öldürme isteği kendinden olmayanı oysa insana yollanan hayat öpücükleridir sonunda ölmüş olan sarılmanın yükselişidir ağzı bağlanıp susturulan kim eğilmiyorsa hayat öpücüklerini öldürenlere başka bir yaşam için bekletilen umudun işçisidir o direnişten yapılmış kör bir kadının gözlerindeki yolculuktur |
Nefret ve öfke egemen olmuş, doymak bilmeyen insanoğlu; işte tüm bu olumsuzluklar hayatın, tabiatın ve insanca yaşama arzusuna gem vurmuştur.
Şiirler olmazsa nasıl nefes alırız? Şiirler olmazsa kusuru, iyiyi kötüyü nasıl anlarız?
Şiirler muhalif ve sosyalistir. Eşitliği, dengeyi ve bilinçlenmeyi vadeden her şiir beni rahatlatır umuda ışık tutar.
Eğilmeden herkesin ve her şiirin umudunu öpüyorum
Selametle kalın güzel yurek