Özneye Ulaşmak için Bir Kazı Çalışması
Ruhuma dolan nefeslerin akıbetine
Şerh düşmemi bekleyen ahlardan Çeker söz elini eteğini Acizliğim Zihin dolusu mazerete mıhlar anımı Ağrısı duyulmaya başlar iftiraya uğrayan nasibin Dayalı döşeli vuslatlardan sorumluydu oysaki Yüzü hep ak hep güleç Apaçık bekleyenim bir yerlerinde Bir parça avuntu gerek Hayatın çalkantılı yüzüne Manzaramı çizmek için zaman bereketsiz Dramı yaşamak istersem cömert Yanıbaşımda Kaç inatçı nazlı tohum büyüdü Isıtmak için titreyen şubatlar geçti Başlatmak için tükenen aralıklar Onulmaz zevkler kaldı geride Çalan her müzik aletinin İniltisini taşıdığı sanısına kapılırım Yerin göğün değişip duran rengini Ezanın çanla gezindiği bahçelerde Toprağa fısıldamaya başladı mayıs Karacadağ’ın etekleri hazır Kirazlar allanmaya razı Rişmil’de Taş ayazlıklardan bakarım dört bir yanına Kadim geleneğimize bağlı kalıp Üstüne kendi gölgemi düşürmeden Taşıdığı duygulardan ilk vazgeçendir tebessüm Acının üstünü eğreti örtmekten yorgun Hangi gamzenin daveti işe yarar şimdi Hangi yedinin Hangi kırk birin kerameti yol açar gelişine Dicle’nin yüzünden Kızılakbabaların peşine takılır gülüşüm Bağdat’a,Basra’ya,Kufe’ye taşınır belki Dar eğri büğrü yollarda Buyurgan olamazsın Kendinden başka çıplaklığa Ciğerlerine dolmuş öfke Ağzından çıkar burnundan çekilir tekrar Tiranlaşır Tutsak coğrafyalar gibi Öznesini feda etmemek için Kırk gün Tufan boğar, tüm dokunulmazlarını Yaşlanmış kabullerini Kırk gün Çöle döner düşün Kum gibi dökülür serap gözlerinden İçimde Öldürdüğüm çocuklardan kalma büyümemişlik Fısıldar durur İnsan kendi derinliğinde duyar Ve yalnızlaşır Hayatın lekeli ve yalancı yüzüne asileşince Ahh Tanrım,emanetin Emanetin, zamanın nesnesi olmaya ne kadar yakın Oysa ilminin gölgesi hiç düşmedi iradeye ... |
Yerin göğün değişip duran rengini
Ezanın çanla gezindiği bahçelerde
Toprağa fısıldamaya başladı mayıs
Karacadağ’ın etekleri hazır
Kirazlar allanmaya razı Rişmil’de
Taş ayazlıklardan bakarım dört bir yanına
Kadim geleneğimize bağlı kalıp
Üstüne kendi gölgemi düşürmeden
Rişmil Mardin e
Mardin Diyarbakır a
Diyarbakır Karaca dağa bakar
Dicle nazlı bir gelin gibi aralarından süzülür gider.
Evet düşmez gölgelerimiz kadim geleneklerimizin üstüne
Düşen bedenlerimizdir toprağın fısıltısına.
Çok güzel bir çalışma olmuş kaleminize sağlık.
Hayırlı çalışmalar dilerim.