Arach'ta Gün Bakışına Veda
“aklın çoğalan telâşlardan bezgin
çığırından çıktı çıkacak İbrahim” hafızanın dişleri yok göz kapaklarını düşüremez gecenin rengi küflenir içinde yüzler ve harfler geriden yıkıntılar yangınlar göç katarları Adem’le Havva’nın ilk ayak bastığı yerde yeşilini çocuklara bıraktığın bahçene bakıyorum İbrahim isterik zamanlara kulak kesilmişken duyulur sesim karşıla gün ışığı ile yıkayarak ağzını usul usul tekilliğimi yumuşatan sözlerin doldurur içimin oyuklarını tanrı düşlere ilişmez düş kuralım İbrahim dünyaya uzattığın her ayna, bilincinin manzarası tütün gibi çekildiğin sınıflar yalnızlığını kıran kutsal görevler uykuları sürülmüş yataklar toprağın altına bağışladığın kalbin alınyazından tutacağım İbrahim yanımıza alacak söz bulamıyoruz şimdilerde Aşiyan bir evin merdiven boşluğunu şizofren bir ruhun tahayyülüne bıraktık bu yüzden tan ağarmaz gövdemize bu yüzden bizde vakitler muğlak kurtlandığım şiirinde yaralarım dölleniyor gözlerinden yüzümü soyacak bakışlara eşlik için kıyıyorum sözcüklere Eyüp’ün makamına uzanan su yollarında hastalığımıza şifa çalınmamış İbrahim eteklerinde sarı buğdaylar parlayan bu şehirde dilimin ve kalbimin ağrısına ateşin ve buzun yakıcılığını basıyorum çekilip kalan her şey için çekil İbrahim |
İnanması zorlaşır bir zaman diliminden sonra birçok şeye.
Kutlarım.