16
Yorum
42
Beğeni
5,0
Puan
1298
Okunma
Çiçeğinin gamzesine yuvalanamayan bir baharı
Gönülsüz öptü kalem
Hüznü gelin aldığından beri mürekkebine
Duvağını açıp kapar kelimeler
Acı ve haz birbirine b/akar
Imtiyazlar verir hücum eden duygulara
Ve akıl serden geçer kalbin kıyılarında ki
İçini içimle doldurup boşalttığım
Kekre sözcüklerin kurduğu gücenmiş cümleleri
Zamanın parmak uçları kaydetsin
Kırkını çıkardığım kalbimin
Kırklanmış çukurunda biriken
kırmızı yağmurları içip
Yavan da olsa besliyorum hala kendimi
Nefesim göç etmeyecek
Geleceğin koynundan düş çalmak yasak da olsa
Ahh! Şimdi
Dünle kilitli bir rüyada
Yarının anahtarını boşa döndürüyor
Geçmişin mezar taşını okşadıkça
Ateşleniyor pişmanlık
Ve aczine vuruyor
Meyhanede
düşürmek için içtiğim gece karşılayacak
birazdan sabahı
Uzun bir nadasa çekilmiş us
Sığ yüreklere ne derinlikte uzanabilir
Umudun ağırlığından kaçarken
Düşün hafifliğine enselenir
Harfler
Kederli imgeleri gösteren bir pusula olur
Yılların ortasına düşen şiirlere
Mısralar sancılandıkça
Boncuk boncuk dökülür acı
Geride ateşten kelimelerin tarumar ettiği
Kül rengi bir kalemin altına yatmış
gri bir metin
Kısa bir hayat denemesi
Bir söylenti olarak başaklandı dudaklarda
Sesimi salıyorum arkasından
Olur da yeşillenirse dinlerim belki
...
5.0
100% (26)