GİDİŞİNE BIRAKTIM
Sessizlikte üşüyen çıplak harflere
Anlamın yiterken Sıcağında terlemiş cümleler giydiremedim Ağırlamaya da hazır değilim yokluğunu Kronikleşmiş acıların Aklımı vurduğu bir sayfa burası Yaprağı çevirmeye yetmedi Kefaretini ödediğim sevinçler Aldattı yüzümün kıvrımlarını Hep çemberindedir insan hüznün Gölgesi düşünce ömür bir kazazede Kendime tutunca aynaların telaşlandığı Gülüşleri kırılan marazlı vakitlerdeyim Özlemini çiviledim dudaklarıma Sözler ağzımda intihar kokar Hiç ihanet etmedim sevgilim Sevdanın yaralarına Hangi vakit sızlasa başucundayım Yüreğimin yazgısı çünkü Göç yollarına dizlerim kırık Zemherine çiçeklerinden yakalanan nefsimle Cenge tutuşurken zaman Yokluğun azılı bir gölge gibi çöreklenir geceye Yatışmaz duayla avuçlarım Uzaklığın hoyrat Bağrımdaki ağrı düşmek üzere Azat edilmeyi dilerken tüm nedenlerden Gidenin cevapsız saatlerinde takılı kaldım Kaldır bana kirpiklerini En görkemli ganimetini görmek istiyorum ölmeden Boynuma tak düşlerimizi ... |
Her gideninde bilinmeyen bir nedeni.
Biz okurlar da
doğal olarak yazarın duyguları ile oluşan cümleler ile hasbihal oluyoruz...
Bilemiyorum acaba taraf mı oluyoruz
Acaba hep giden yanlış
Öz eleştiri yapan pek şiire de rastlamadım.
Ayrılık, birliktelik gibi yaşamın bir gerçeği ise...ki öyle
Kabullenmek gerek
Bu şiirde de yokluk lokomotif
Takmış boynuna düşlerini ganimet peronlarından
Çiçeklerinden yakalanan nefsinle uzuyor raylar boyu.
Gitmesi bir bosluk yarattı ise
Sevin bence
Yaşam da bir değer/in var
Sevgiyle epikür