Haziranlar geçer
Ayrı yüzlerden murad almak isterken
Aynı aldanışlar kalır kaburgamın içinde
Çok tanıdık bu devinimlerle
Özlem uzun uzun avutur bir ömrü

Mevsim yaz
Daha güncemin ortalarına düşmesi gereken
bir dolu yasama arzusu
salına salına muhatabını bekler
Verimli bir ben için
Üstümdeki çatıya ek bir koruma kalkanı gerek
Küf de tutmayayım diye
Maliyetsiz sıcaklığınla dolu bir yer/ken
Ruhun gömleğini sıyıran ölüm,hey
Akbabalar uçuşuyor acımda
Mezara kaç kat yasin sürdüm de
Olmadı
Ölüyü alıp döndüm
Bir tabutun içinde
konsept yapmanın kolay olmadığı pek doğru değil
(Teorik olunca)
Boşaltıyorum yaşam eskizlerini içinden
Tümü ,öz tonda konumlanmak için
Ve ila rabbike fergab

Mevsim bahar
Nedir senden çektiği şu bağrımın
Cebelleşmekte sürgünlerinle
Emprime elbiselerimin üstünde kalsan
Ya da
Serinleyen sevinçlerimin üstüne örtü olsan
Avluma doğan tüm sabahlar aşkına
Anlam veremediğim günahlar düşer uykuma
Tüm mermileri yüreğimden
Öfkeden
Secdeden
Gurbetten

Ve hazanda
Tanrı muhteris nefsimin fiyakasını çekiyor üstümden
O vakit
Acının ve sabrın çemberinde sınanıyor tövbem
Bu yüzden
Kalbimi yırtan tüm dikenleri bağışlayamıyorum
O kutsal sıfata
Hangi mevsimden seslensem
İncir ağaçları
Kına taşları
Tütün balyaları sarar dilimin bahçesini

Otuz yılı anlamadayım
Düşüncenin kanatlarında
İnatla varlığın yükünü tutan sözcükleri
Hatta
Anlamayışına daha çok çekilen sözcükleri
Yelkovanları kovalarken bıraktığım ayakkabıları
Zamanı durduran bir hızla
Talihime çarpan hangi ismiydi Tanrı’nın
Durdurulamaz artık bu kalp kanaması

...