14
Yorum
51
Beğeni
5,0
Puan
1896
Okunma
Avuçlarında k(an)/Parmaklarında gül
Ben sardunyayım oysa ...
Apak düşlerin sevdalısı olmayı bıraktığımdan beri
Gecenin aysız bir vaktiyim
Kursağıma çöken
Kokuşmuş duyguların mumladığı
Dingin kelimelerle oynamayı hiç öğrenemedim ki
Heybesine erinç devşiren iki düş yolcusuyuz
Ax,eksik cümlem
Ceplerimi korkularla doldurduğum bir vakitti
Kalem rızkını ararken anne göğüslerinden
Kırmızı’nın dişlerinde
Kaçıncı celsede olacaktı mısraların
Inanmıştım
Kıyamazdım
Bir öksüzlük daha görmesin
Onca söz cümbüşünün arasında
Etek dolusu hüzünlerimizi sunduk karanlığa
Ki ezeli yalnızlığımıza ezber edemediğimiz
yüzler gelip geçti içinden
Hatırlatma!
Hakikat tek kurşunluk
Ona sıkılan bir armağan olarak aldım ellerini
Pencerene bak
Mor sardunyalar ektim
Anne izlerinden hoşnut toprağına
Envai çeşit acının toynakları gezinir üstünde
Altında haz
Bu yüzden bahar dalları
Düşte şıvgınlarını verir bize demet demet
Bil ki
Uzun yolculuğumuzda
Şarapla degil
Bakışlarımızı yaladığımız sarhoşlukla eğleşiriz
Sabah ışıkları düşerken Sülüklü Han’a
Kadim tahta kapıyı gıcırdatan eller sunar kahveyi
Sürgülenir mekan dudaklarımıza
Elanın kahverenginin etrafında pergel gibi dönmesine
Bahçeye sadık kedi gözleri şahit olur
Ne tuhaf
Günah evirip çeviremez ruhumuzu
Yalan dolansız oturduğumuz avluda
Ax,gecemin kıvırcık pürçeği
Kıyıya vuran tüm sahnelere dönüyorum sırtımı
Kedimi,şiirlerimi,şalımı,yastığımı
Kırkıma alâmet"Fragmanları"
Şehrin kimliğime kestiği sanılan ağrımı,sızımı
Tövbenin tuzuna bastığım ne varsa
Yükleyip kanatlarıma göçüyorum
Kum kırlangıçlarıyla
Kale ve boynuna sevda dolanmış nehrin avuçlarındaki cennete
Hevsel’e konuyorum
Köprünün on gözünde coşkun Dicle
Peygamberler,azizler,havariler dokunmuş kıyısına
Bizim gibi
Yalnızlığını, geçmişin yorgunluğunu
Nil gibi bereket taşır kutsal topraklara
Ağzında hayırsız bir çığlık
Yanık yürekler bunlar pürçeğim
Küllerini aşılar
Kırklar Dağı’nın eteklerinde
Tozlaşan gelinciklere
Anaç bir rüzgâr tutar şehrin kalbini
Biz birbirimizi
...
5.0
100% (24)