21
Yorum
95
Beğeni
4,9
Puan
2011
Okunma
İki istasyon arası
Kırmızıyı seriyorum sözcüklerin altına
Acıkıyorum okudukça
Kabar ey iştahım
Benden uzaklaştıkça güdülen boşlukta
Kalbimi doyuracaksın
"Doymak"
Tenin uyuştuğu ruhun uyandığı denklem
Değişkenin kuvveti
Okşanmanın şiddetini belirler
Kendimi şiire vuracağım muhakkak
Ateşli başlıkların sofrasını kaşıklayan yüreğin
Süreğen hikayesidir bu
Yaşamak deyince
Göğsümde sesler çoğalır
Ben sese susarım
Duyarım
Nuh çağırınca
Sele kapılan ağızlara dolan hüsranı
Kızıldeniz’de
Sığınmanın/boğulmanın zıtlığını
Değişen kabukla
Çürüyen kalıp aralığında
Yüzünü tufana dönen bir hayat
Bu yanıltan dönüşteki hazinelerin hiçliği
Çağırmamış beni adımla
İnsan sessizlikten korkar
Kendi konuşamadığı zaman
Ey hayat veren ve öldüren
Ölüm hangi dünyanın özgürlüğü
Cesaretimi kırbaçlamak için soruyorum
Kafamızda
Çelik yeleklerle girdiğimiz o büyük savaşlarda
Cinnet geçirmesin cesaretimiz
Kendini doğuran acı
Kendini imha et
Kutsadıkların
Kitaplarda kalan iadesiz alıntılardır
Kahramanlıklar
Bir kostümden ibaret
Bir biçilme meselesi
Ve damarlarımıza aşılanan muştular
Hangi dogmanın ninnisi
Söz dinlemek
Ölümcül bir deyimmiş
...
5.0
98% (39)
1.0
2% (1)