AYAKLANMALAR İÇİNDE KALDIM YÜZYILIN O KORKUNÇ BAHÇESİNDE(Öyle çok bilmiyordum ki senin nerede olduğunu ve öyle çok seslenmiyordum ki sana, öyle çok seslenmiyordum ki sana, neden duymuyordun!) bir çürüme karşılıyor sizi kapıda, gidin bakın insanlıktan çaldıkları her şey orada kapının hemen önünde yere kıvrılmış zamanı yontuyorlar siz, kanatları kırışan melekler, gidin duyun o ağır kokuyu ayaklanmalar içinde kaldım yüzyılın o korkunç bahçesinde dilim parçalandı sessizlerin sorularını yanıtlamaktan o morg senin bu morg benim dolaşıyorum yedek duygularla şu yüzümdeki yerleşik ifade hüznün oyun alanı avuçlarımda sakladığım şu şey ertelenmişlik demeti siz sözcük oyunları uzmanları, bilumum hümanistler hem barışı savunup hem öldürmeye gidenleri kahraman sayanlar hissediyor musunuz içten gelen bozuluşu herkesin birbirine sahte çiçekler uzattığı bir bahçedir çürüme mevsim çocuk bulutu ve izleyen insanın silinişi ellerinde salladıkları korkuluk tanrının çekici gidin çalın kapıyı boşalmış benlikler karşılayacak sizi okunaksız ruhlarından merhamet beklemeyin yüreklerine girmeye çalışmayın yürekleri demir ormanı ve herkesin birbirine maske uzattığı bir sahnedir çürüme sonra sayfayı çeviriyorum o sahneden kaçmak için o kitap senin bu kitap benim dolaşıyorum yedek umutlarla dar geçitteki kalabalığa karışıyor zihnimin hararetli çocuğu ve öyle çok seslenmiyorum ki sana oradan, öyle çok seslenmiyorum ki duyulurum sanmıştım seslere ihtiyaç olmadan ah kalbim; kaçak düşçü olarak çalışıyormuş gerçekliğin fabrikasında sayfa çevirici bir elin kitaba davranışıymış bu |
....
Çözüm fikrinizi destekleyen düşünceler yine sizin kendi inandığınızdır.