ATLAYIŞ REFLEKSİ(Hatırlıyorum karşı kıyıya düşünce taşıyan Bir kayıkçıdan başka kimse değildim) sonbaharın işsiz kaldığı caddelerden geçiyorum kalın ihanetler giyinmişti evler ıslık çalarak seyirci topluyor orijinal put yüzü sahtelikten sararmış elinde kılıç ve kan anayasası toplanıveriyor hemen ikna edilmiş bedenler oluşuveriyor kalpleri yarı mezar insanlar ormanı ah, reddetme yeteneği! ne pahalı bir intihar Elimden tutup bir kütüphaneye götürüyor beni içimdeki düş görevlisi en az hasarla uzaklaşıyorum çürüme yüzyılından Sohrab Sepehri Mahmud Derviş ve Adonis yeni açılmış bir sokağa sözcük taşıyorlar hurdaya ayrılmış vagonlar ve detone trenler sayısal sevimliliğe yenik düşmüyor bu kez sırtları ok çığında kalmış şairler kendi gölgeleriyle söyleşiyor kırılgan köyleri onarıyor çamaşırcının oğlu Attila József uçurum artırıcı sesler içen Rilke Celan’ın sesi kısılmış kalbi: mazi toplama kampı ah acının melankolik şıklığı! tabiatın bana taktığı siyah şapkalı isim çekiliyor içimden yavaşça ayrıntılar bulutu yoklama kaçağı bir duyguya bırakıyor yerini uyarıyor yeryüzünden mezun olanlar: sakın vazgeçme yolculuktan dünya kocaman bir hüzün kutusu olasılık taşıyıcısı bir kayıkla ayrılıyorum oradan kalın hisler giyinmişti sular soğuk havalara inanan kayıkçıların söyleşisi ki kayıkçılar imkânsız kıyıların onurudur peşimde sahte kitabıyla orijinal put metaforu ama ben kıyı boyunca uzanan Gülcan’ın saçlarına bakıyorum ve Gülcan’ın sarılmak kokan kolları, ah neydi öyle! ‘o senin manevi mevsimindir’ diyor içimdeki düş görevlisi arkamdan izlerimi süpürüyor düşsel süpürge anlamlar patikasından hiç geçmemişim gibi yorulduğumda günışığına hiç yaslanmamışım gibi yeni açılmış bir çiçeğe hiç sözcük taşımamışım gibi çalışmaya devam ediyor çağın kamçısı ve itaatler eşiği; öyle kalabalık ki mola veriyorum susulanlar tepesinde işte yine onlar iniyor geceye atlayış refleksiyle ‘şairler: yalnızlığın son koruyucuları’* izlemeye başlıyoruz polen bulutlarının altında binalar, arabalar ve silme tuşundaki sevimliliği (!) (*Paul Celan) |
''Gülcan'ın sarılmak kokan kolları''
hakikaten neydi o öyle! Bayıldım.
Daha bir sürü harika imge var, mesela birini daha alayım buraya;
''Mazi toplama kampı''
Diğerlerini yazmayacağım merak eden okusun şiiri.
Tebrikten ziyade teşekkür etmek istiyorum bu şiir ziyafeti için.
Hicran Aydın Akçakaya tarafından 10/14/2017 3:00:30 PM zamanında düzenlenmiştir.