Ölüm Yaşama Ayna Tutar
Yaşamanın sırlarını bileydin bir gün,
Nefes almanın ilmini çözerdin belki. Hayat dediğin, basit bir hece mi, Yoksa her nefeste saklı bir mucize mi? Ölüm, ardında duran bir kapı, Ama anahtar hep sende, fark eder misin? Gözlerinle gördüğün dünya kadar, Ruhunun derinliklerinde bir başka dünya var... Sofralar kurarsın, zenginlikler yığarsın, Ama yaşamın sırrını aramazsan neye yarar? Kendi özüne dönmezsen bir kez, Neyi aradın, neyi buldun, ne kaldı geriye? Her sabah yeniden doğarız aslında, Ama günlerin içinde kayboluruz hızla. Bir gün daha yaşadık, deriz sevinçle, Ama gerçekten yaşamak nedir, bilir miyiz ? Bugün aklın var, düşüncelerle dolup taşarsın, Ama gerçeği bilmek için ne yaptın, ne aradın? Kitapların, sözlerin, yazıların arasında, Bir damla hakikati bulabildin mi avucunda? Bilmek demek, sadece ezberlemek mi? Yoksa kalple hissetmek, ruhla görmek mi? Aklın olsa ne olur, eğer kalbin sessizse, Bilgeliğin yolu, yalnız akıldan geçmez ki! Ölüm bir kapıdır, derler, herkes için açık, Ama o kapıya varmadan çözmek gerek sırrı. Korkuyla değil, merakla bakmalı ona, Çünkü ölüm, belki de ikinci bir doğumdur sana... Ölüm dediğin, yaşamdan ayrı mı, Yoksa onun gölgesi mi aslında hep yanında? Yaşamanın sırrını çözersen eğer, Ölümün karanlığı da aydınlanır birden... Bedenin bir kafes, ruhun ise uçmaya hazır, Ama kanatlarını açmadan, nasıl uçabilirsin ki? Ruhunun derinliklerine inmezsen bir kez, Yaşamın anlamını nasıl bulabilirsin? Nefes alıp vermek değil sadece yaşamak, Kalpten hissetmek, gönülden anlamak gerek. Her an bir armağan, her nefes bir hazine, Ama bunu bilmezsen, hayat boş bir sahne... Bugün varsın, aklınla dolusun belki, Ama yarın, akılsız kalınca neyi bilirsin? Eğer bugün anlamazsan hayatı, Yarın artık çok geç olacak, soğuyacak zamanın ışığı... Yaşam dediğin, bir rüya gibi geçer, Ama rüyanın içindeki gerçeği görmezsen, Uyanmak da faydasızdır sana, Çünkü hakikati ancak şimdi aramalısın burada... Bir nefeslik mesafede hakikat durur, Ama onu görmek için gözlerini kapatman gerek. Dışarıya değil, içine bak bir kez, Kendi içindeki evreni keşfet, asıl sır orada gizli... Yaşamanın sırrı, ölümü anlamaktan geçer, Çünkü yaşam, ölümle tamamlanır nihayet. O yüzden korkma ölümden, sarıl ona, Çünkü o da yaşamın bir parçasıdır aslında... Bilmemenin huzurunu yaşar bazen insan, Çünkü bilmek, bazen yük olur ruhuna. Ama hakikati aramak bir görevdir bize, Yaşamanın anlamını çözmek için verilen bir hediye... Bilgiyi aramak, kendini tanımaktır, Kendini tanımak, evreni anlamaktır. Eğer bunu başarabilirsen bir gün, O zaman yaşam ve ölüm eşit olur gözünde... Kendi nefesini duy bir an, kendi kalp atışını, İşte orada gizli sırrın ilk ipucu. Yaşamın sırrını bilmek, ölümden korkmamaktır, Çünkü ölüm de, yaşamın bir kardeşi aslında... Yaşamanın sırlarını bileydin bir gün, Ölümün sırrını da çözerdin belki. Bugün aklın var, ama bir şey bildiğin yok: Yarın, akılsız, neyi bileceksin ki? Bu yüzden yaşamın her anına sarıl, Kendini bil, ruhunun derinliklerine dal. Çünkü hakikat, senin içinde bir cevher, Onu bulduğun an, hem yaşam hem ölüm güzelleşir... Erol Kekeç/02.12.2024/Sancaktepe/İST |