Kambur bekleyişler arzuhalcisiPembe cinnetler evimin sakinleri tatlı uykularına dalmışken… Kapına bir buket sanrı bıraktım Ay’ın yüzü henüz geceyle yıkanmamışken Anlat istedim içinde yatan aşkın nazarıyla açılan yaranı Saçlarıma kondurduğun siyah baharın kokuları uçup gitmeden Bekledim.. Hiç gitmeyecek kadar çok hem de… Soludum havanın soluk nefesini İçimde maskeli yaralar balosu Heyhat dedim! Heyhat zahiri ölümler panayırı Gizliden de ölebiliyormuş beden aşkın ütopyasında Asırlar kirlettim Sonsuzlukla bilenen sabrım kanattı yanaklarımı Bekledim.. Ağzımda yasak elmanın tadı Avuçiçi çizgilerimin uğursuzluğuyla iz bıraktım kapı eşiğine Yokluğunun kutsallığıyla zehirledim tüm özgürlüklerimi Tüm insanlığa ettiğim ihanetle tütsülediğim bedenimi Toprağın katışıksız soğukluğuyla terbiye ediyorum Ve kendi arzumla ruhumu Tanrının ellerine bırakıyorum Usulca tenimden içeriye sızıp kadınlığımı yakan sevgilim Benim için üç kez sev kendini! Sana olan tutkularımı da alıp giderken İstisnasız bağışlanmalar diliyorum sokak fahişelerine Bir sevişme boyu merhamet varken her birisi için zevklerimde Sırtımda helak olmuş meleklerin sırlı mühürleri Keskin izlerini takip ediyorum uçurumun adınsıra Bıraktığın soylu kimsesizliğin kırıntılarını topluyorum heybemde Bir sen oluyor dünyanın diğer yüzü Bir ben oluyor jilet kesiği lütufsuz şefkatler İlk seviştiğimiz gün gibi aklımda Piç yaftalı keşişlerin bilgelikle muştuladığı Kozasında gününü bekleyen cüretkar kin Ve artık umrumda değil çaresizce moraran dudaklarım ismini sayıklarken Hayalinin her lahza beni delik deşik etmesi Karanfil kokularıyla beyaz boynumda koğuşlanan sadakatin sefilce ayaklanması Nadasa bırakılmış mutlulukların artık hiç gün ışığına çıkmaması.. |
Nadasa bırakılmış mutluluklar elbet nadas zamanı seni bulacaktır... zamanı kaçırma...