Dümdüz bir yolda yürüyorum, Hiç sapmıyorum patikalara… O sarı papatyalar kandıramıyor beni, İçim gitse de kokularına, göz kırpıp dursalar da “Dümdüz gitmeliyim” diyorum. Yoksa içim coşar, bir şeyler uyanır toprağımda, Umut yeşerir yeniden.
Umut varsa, ölü toprağını atar üzerinden içim; Çiğnenip geçilecek çiçekler peyda olur orda… O toprağı üzerine örteli çok oldu oysa. O kadar yolu boşuna mı aştım; Hiç sapmadan yan yollara, Hızlı hızlı çarpmadan kalbim?!..
İşte bunları söyleyip dururken kendime, Dümdüz giderken… Olacak şey miydi En kaçtığımla burun buruna gelmem?!.. Papatyalarla dolu bir patikaya döndüren Yürüdüğüm yolu birden, Kafeye girerken kapıda karşıma çıkıp Tam çıkmak üzereyken beni bekleyerek İçeri girmem için kapıyı aralayan usulca, Yeterli bir boşluk açan bana, doldurmam için… Bir boşluğu doldurmamı sağlayan içimde; Tebessümüyle kafenin olmaktan çıkarıp Başka bir yere ait kılan o kapıyı, “Hoş geldin evime” diyen…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
UMUT VARSA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
UMUT VARSA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
oldum olası şu gelincik ve papatyalı patikalardan vazgeçememişimdir mıknatıs gibi çekmiştir beni, gül olsa hiç gam yemem ama hiçte güzel b ir kokusu olmayan papatyanın gençliği olmalı kendine çeken. sayın Gia. nın dediği gibi keçinin sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş bazen o da gerekebilir. sevdalı bir dokunuşu vardı nadide dizelerinizin. çoktandır böyle güzel bir mensur şiir okumamıştım. gönlümden kutluyorum. saygılar sunuyorum...
Neyden kaçarsa insan, burnunun dibinde biter. Ama bazen bir boşluğu tamamlayıverir o en çok kaçtığımız şeyler ve en beklenmedik anlarda. Şiir de bunu gayet iyi ifade etmiş sıcacık kelimeleriyle Ne güzeldi okumak Papatya tarlası gibi alabildiğine
Zaten aslında en ihtiyacımız olan şeyler, o kaçtığımız şeyler oluyor genelde. Biz insanlar mutlu olmaya korkuyoruz sanki. Bir gün o mutluluğu kaybedersek endişesiyle daracık bir alana hapsediyoruz kendimizi.
Şiirimle birazcık olsun içinizi ısıtabildimse ne mutlu bana…
patikalardan vazgeçememişimdir
mıknatıs gibi çekmiştir beni,
gül olsa hiç gam yemem ama hiçte
güzel b ir kokusu olmayan
papatyanın gençliği olmalı
kendine çeken.
sayın Gia. nın dediği gibi
keçinin sevmediği ot burnunun dibinde
bitermiş bazen o da gerekebilir.
sevdalı bir dokunuşu vardı
nadide dizelerinizin. çoktandır böyle
güzel bir mensur şiir okumamıştım.
gönlümden kutluyorum.
saygılar sunuyorum...