Uçurtmabu günde yazanın yüreğini içine koyduğu ama zarfını kimsenin açmadığı sahipsiz mektuplar gibiyim bedava dağıtıyorlar gibi yine yağmalıyor beni hüzün bu günde boğma rakı gibi boğuluyorum kendi ipini kendi kesmiş kehribar tespih gibi içime dağıldım bir türlü toparlanamıyorum bir zaman ellerini tutan ellerim dudaklarını öpen dudaklarım vardı bu günde b u l a m ı y o r u m… ah tekrar tekrar dinlediğim şarkım ben böyle yılkıya bıraktığım sevdamın yasını tutup zehriyle sevişen akrepler gibi acımla sevişirken kangren olmuş bir yarayı kızgın demirle dağlar gibi ya da ateşin koynunda uyuyan bir bıçağı suyla sınar gibi “başkasını sev” deme bana sevemem… senden başkasını s e v e m e m… her elimi göğe açtığımda seni dileyip senden gelecek her damlayı çölüme zemzem bilirken senin yağmurundan başka bir yağmur ıslatmaz beni yakalandığım her fırtınada senin kıyılarına çarpıp sığındığım her limanda seni ararken senin rüzgarından başka bir rüzgar şişirmez yelkenlerimi a n l a s a n a... yüreğim el vermez senin sevdandan başka bir sevdaya elim varmaz senin teninden başka bir tene gözü kapalı senin uçurumlarına koşup düştüğüm her uçurumda senin adını sayıklarken sana koştuğum gibi bir başka uçuruma koşamam senin tellerine takılmış bir uçurtmayım ben uçmak istesem de başka bir göğe uçamam |
Bu şiirler bizlerden çok çekiyorlar eminim.
Ama hüzün yazdıkça ömürleri uzuyor gibi sanki.
Çok güzeldi şiir. Özellikle de final.
Selamlar , saygılar