Lalsusma hakkını kullanan kırgın bir rüzgarım hadi es diye kimse üstüme gelmesin çırpınmıyor artık içimde ki fırtına kuşu kimse benden fırtına beklemesin her yolculuktan eli boş dönmüş bir seyyahım atlarım yorgun, ben bıkkın dağına küskün bir rüzgar gibi kendi içime esiyor tıkanmış bir baca gibi kendi içime tütüyorum takvimlerle zaten kanlı bıçaklıyım aynalara bile bakmaya korkuyorum yakmayın içimin kuru otlarını y a k m a y ı n yanınca… kallavi bir orman gibi çığlık çığlığa yanıyorum bilseniz ne sevdalar eskittim bilseniz ne aşklardan sağ çıktım her ayrılıkta kendi göbeğimi kese kese bilseniz kaç limanı ateşe verdim bu yara dikiş tutmaz artık bir yerinden değil kırk yerinden kırık umutlarım bu kemik bir daha kaynamaz nazara mı geldim lanetli bir büyücünün lanetine mi uğradım bilmiyorum bildiğim kuytu bir balkona hapsolmuş bir rüzgar çanıyım ben hiçbir rüzgara artık şıngırdamam acıdan sağırlaşmış kulaklarıma avaz avaz bağırmayın aşkı gök gürültüsü gibi gürleseniz de can kulağıyla sizi duyamam sormayın bana aşkı s o r m a y ı n bir mezara su döker gibi sus dökülür dilime lal olur konuşamam |