RicaTanrım… Halden anlayan Tanrım… Yine ben geldim Günahkarın Hani her başı sıkıştığında kapına gelen Yüzsüz tövbekarın Yine sana döküyorum içimi Duyuyor musun Yoksa aşkla hep bodoslama çarpışmama Sende kulların gibi gülüyor musun Sahi neden hep böyle oluyor Tanrım Cam kapılara çarpan o şaşkın insanlar gibi Neden ben aşkla hep kafa kafaya çarpışıyorum Aşk mı çok şeffaf Yoksa ben mi göremiyorum Bana mukayyet ol Tanrım Ne olur beni kolla Bir bismillah gibi güç ver Bir elif gibi dik durmamı sağla Ben ona baktığımda Tanrım, ben ona alıcı gözle baktığımda Aşktan gözüm kararıyor Yanımı yöremi şaşırıyorum Pusulam kırılıyor, haritam yırtılıyor Kum fırtınasına yakalanmış bedevi gibi Kıblemi bulamıyorum Yalanım varsa ekmek, Mushaf çarpsın Ne zaman ondan gitmek istesem Elim varmıyor, gücüm yetmiyor bu aşkın kalemini kırmaya Kafesin kapısı açıkken bile kaçmayan kuşlar gibi Ondan bir adım öteye gidemiyorum Senden rica ediyorum Tanrım İsa gibi çarmıha gerilmeden Yusuf gibi kuyuya itilmeden Kır kalbimdeki bu prangayı Çıkar boynumdaki bu ateşten hamaylıyı Haşa, tehdit olarak algılama da Tanrım Paslı çivi gibi sökmezsen onu kalbimden Sabıkalı bir ceset gibi gömmezsen içimin metruk mezarlığına Açılacak Pandoranın kutusu İsrafil üfleyecek sura Nuh’suz bir tufan başlayacak Kır Tanrım… Her baktığım yerde onu gösteren bu puslu aynayı kır Yoksa… Ebabiller üstüme taş yağdıracak |