Vurgunheybesini omuzladı gitti fesleğen kokulu akşam çapraz fişek eşkıya gibi geldi gece karanlığın saltanatına teslim oldu şehir birazdan kimileri kıran kırana dövüşecek kimileri kan ter içinde sevişecek kimileri de ben gibi içten içe çürüyecek birazdan nikotinli bir şiirin yamacında durup bir sünger avcısı gibi seni çekerken ciğerlerime ateş çemberinde bir akrep gibi kendimi zehirleyip mutsuz su kuşları gibi gecenin sularını şıpırdatmadan yüzeceğim çırpınsam sen uçuşacaksın kanatlarımdan hep sen… gecenin gergefine motif gibi işlenecek hüzün hüznün lepiska saçlarında şiir şiirin devrik kirpiğinde yine sen olacaksın hep sen… b ö y l e m i o l a c a k t ı kavuşmak için yalın yürek savaşırken beyaz bayrak açıp teslim mi olacaktık bu barbar ayrılığa aşk bütün maviliği ile açmışken bize kollarını ifrit görmüş gibi kaçacak mıydık aşktan hiçbir randevuya geç kalmayan ben iliğimden tut kemiğime dek geç mi kalacaktım sana aşk için uçurumlara köprü kurarken böyle Zülkarneyn’den kalma duvarlar mı örecektim aşkın o çiçekli yamaçlarına seninle bile sensizlikten korkarken şah damarıma saplayıp sensizliği bir kalemde silecek miydin bizi güncenden ah Harran’da çatlayan toprağım ah Munzur’da çağıldayan su gözem onca düşmanın içinde birde sen mi vuracaktın ben sana deli divane vurulmuşken |