Olur mu?
Yağmurun perdeleri çektiği besteler duyuyorum
Üst katın karanlığına bir divan türküsü tutturdum Gurur kimliğini saklarken en ıssız yerlerin köşesine Eziyorum hüznümü dibinde çınlayan zamansızlığın Bizi bir bağrına yanık seslerle boğuşarak bırakma olur mu? Artık yorgunum Kadrajına ölüm takılan bir yaşlanmışlığım var Ürkek ve sandalına takılmış bir mavi sızı benim gökyüzüm Kırık kanatlara merhamet isteyenlerde gitti Yalnızlar rıhtımına koyu bir özlem asmışlığımla kalakaldım Merhameti sürdüğün kanatları viranesiz bırakma olur mu? Sürgüne veyl olsun dedikçe Çığlıklarımı duyumsarken utangaçlığımı da alıyorum Biriktirdiklerimi görsen Senin için yürütebildiğim tek kelimelerim var bilesin Sana doğrulan kelimelerimi öksüz bırakma olur mu? Mühürlediğime bir geçmiş ekliyorum Başından beri nasıl vazgeçtiğimi bir anlatsam sana Dinlediğin kadar var mıyım sahi Şu uzanan başı üşüyenlerin diyarında senin ellerin Ezildiğim, sezildiğim ve kırıldığım yerlerin Yükselen simsiyah ufkuna ışık tutmayı unutma olur mu? Hazırlandım Soluk bir iz bıraktım arkamdan Yasını tutuyorum ötelerinde dirileceğim günün Meydan okumadım senin hürriyetine Nil kadar olamadım Seyrine endam olamadım haksızlığın. Beni unutma olur mu? İstenmediğim yerlerin yamalarını taşıyarak gidiyorum Geliyorum Sofrana oturanların kıyısına yüzü yerde ilişeceğim Karnı doymayanların yüreğini aç bırakma olur mu? |
Kutlarım değerli dostu ve eserini
Gönlüne, ömrüne bereket
Sağlıcakla