2
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
615
Okunma
KEŞKE
Keşke gitmeseydin
dudaklarının tarihinde sadece ben olsaydım
HAYRET
Hayret ettim önce
nasıl da titremiyor diye ellerin
Anladım ama sonra
Kim bilir bana gelene kadar
o tetiği kaç kez çektin
KES(K)İN GİDİŞLER
Nokta koymasan iyiydi
Bir virgül ne bileyim
daha katlanılabilirdi
İnsan gidecekse
-ki buna hakkı var-
bu kadar kes(k)in gitmemeli
Dünyanın ne bileyim
bin bir türlü hali var
sence de öyle değil mi?
GİDERKEN
Giderken
keşke şu el ele tutuşanları
uyarıp da gitseydin
Unutmamı zorlaştırıyorlar
ÇOK AĞLARIM SANIYORDUM
Sen gidiyorum dedikten sonra
Hoşça kal deyip ellerini cebine attıktan sonra
Kendine iyi bak deyip
gözlerini kaçırdıktan sonra
Bir martı düştü gözlerime
Bir gemi sonra
Ardından deniz
En son şehir
tüm kalabalıklığıyla
Hep bir gün gidersen
çok ağlarım sanıyordum
ama hiçbir şey olmamış gibi
-en fazla işten yorgun çıkmış gibi-
eve gittim
Ayaklarımı uzatıp
kaldığım yerden dizimi izledim
Kalktım çiçekleri suladım
Küsmesin diye biraz kanaryamla konuştum
Not: Gece 03.27 olduğunda
yağmur başladı…
BENİ ÜZEN ŞEYLERE DAİR
Ben kitap okurken gitmişsin
bu beni üzdü
Uyuyorken gidebilirdin
Duş alırken
Bulaşıkları yıkarken
Ama kitap okurken gitmişsin
yalan yok bu beni çok üzdü
DUDAKLARIN VE MEZAR TAŞLARI
Ben öptüğüm dudakların zannediyordum
meğer en acı kelimeleri sakladığın mezarmış
koyduğum yer dudaklarımı
ve ölüm korkumdan değilmiş
dilimdeki toprak tadı
Anlamıyorum hiç
aşktan bahsedenler neden taşır ki yanında
soğuk mezar taşlarını
UÇURUM VE KIRILMIŞ CAM
Artık “Ü” bir uçurum gibi görünüyor bana
nerde olursa olsun
karşıma büyük harf olarak çıktığında
Ve artık ben “R” yim
Sen yanmış ağaç de istersen
üzerinden yıldırım olup geçtiğin
İstersen kırılmış cam
yaramaz çocuklar gibi taşlayıp
başka bir gölgenin ardına sindiğin
BOŞLUKTA
Boşluk
kimsenin olmadığı
ve sesinin yankılanmadığı
karanlık bir deniz
Etrafını çevirmiş
aşılmaz duvarlar
Yüzüyorsun
Yüzüyorsun
Yüzüyorsun
boğulana kadar…
Özgür SARAÇ/Râzı
060822denizli