MERAK.
yine bir gecenin ortasında
yalnız kalmışım çöl sahrasında. ne bir sığınacak liman var ne derdimi paylaşacak bir sırdaş. bekliyorum gelecek olan dostumu amellerim ile gidemem böyle o yurda umutluyum yinede kesemem ümidimi düşünce sarmalına girdim bu gece yine belkide aklımı oynatıyorum ancak gelecek olan gelecek onu biliyorum. tefekkürsüz geçen gecelerime acıyorum onu anmadan her saniye ve zamanıma kahrediyorum. azametini düşünüce titriyorum rahmetini bilince rahatlıyorum ne olacak sonum akıbetim diyorum. sonra içime bir esenlik rüzgarı esiyor içimden patlayan gür bir seda! onu bileceksin göreceksin anlayacaksın az kaldı bekle her şey ortaya çıkacak odur el halim olan kulunu seven sevilmeye en layık olan diyor işte öylece kendimi teskin ediyorum. halbuki gün içinde gözler oynaşta dünyalık peşinde, fitne fesat içinde eksiğim işte, hatalarım günahlarım var ancak ne güzellikler yaratmış yaratan ne güzel nimetler lezzetler eserler diyorum onu anmadan edemiyorum. artık insanlara hayret etmiyorum her kes kendi yolunda gidiyor kendi tercihi ile kendi kaderine sürekleniyor sadece ben kendime acıyorum affedilir miyim? bağışlanır mıyım? bilmiyorum. ancak ondan başka sığınılacak liman yok biliyorum. hani Musa as merakı İbrahim as merakı gibi bende onu ve yeniden dirilmeyi mahşeri ve cennetini çok merak ediyorum. Onun ateşinden gazabından yine ona sığınıyorum. Selam ve esenlikler dilerim onu ananlara onu bilenlere vesselam. |
Kutlarım kalemini ve eserini
Gönlüne, ömrüne bereket
Sağlıcakla