60
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
7261
Okunma
Gel/gitler arasında
bilekleri kesilmiş pastel bir son/baharda
“ Gitme ! Lâmelif Kadın
Yanar alfabendeki bütün harfler
mekansız kalırsın…”
denilmişti
Lâmelif Kadın
dudak kenarlarına telaş yerleştirmişti
cümlelerin pimini çekerken
Nihayet
“Yol uzun…” denilmişti
“Gözyaşlarını bitirme erkenden
sonra
toz toprak içinde adın
yitik bir finalin kursağında kalırsın…”
El sallamadan gitti Lâmelif Kadın
sandı ki
uzun tırnakları kesilmiştir karanlıkların
/Çok takvim yaprakları söküldü zamanın avuçlarından/
Öpülen yerleri üşüdü
dökülürken ellerindeki masum kınalar
Nefesleri yere düştü
çıkmaz sokaklarda kıstırdı da yalnızlıklar
Topuk sesleri derman olamadı derdine
Söyleyemedi sevdiği türküleri
sesine yağmur koyarak alabildiğine
“Kalan”dan uzakta mevsimler cüzzamlıydı
Sataştılar tadına bakmak için
Kaçmaya çalıştı Lâmelif Kadın
Günahları ayaklarına dolandı
Bekaretini çaldırdı hayallerinin
her şişenin sonunda … defalarca…
Kangrene çevrildi ayıplanmış yaraları
Soluksuz kalınca
yırtmaya çalıştı da kaderini
kırıldı parmakları
Şehir tüm ışıklarını yaktığı zaman
yalan söyleyen aynalar caddelere döktü sırlarını
Silindi isminin italik harfleri
lâmekana düşerken martıların çığlıkları
Bütün yakamozlar uyandı
söndürmek için yangını
Kül olmak ödülüydü yangının…
Anladı...
Birbiri ardına boğarken kendisini
sigara dumanında
Sırra kadem basarak satır aralarında
dökemedi silüetini Lâmelif Kadın
ecelin avuçlarına
Pişmanlık sızdı kanatılan yerlerden sol tarafa
Geç kalmak felakettir aşk da…
Ağladı...
...
Kalan çoktan doğurmuştu
Lâmelif Kadının
tüm hücrelerine sinen kokusunu
İntihar yazan ucundan kırıldı kalemin bedeni
Denklemler çözülemedi…
...
Gel/gitler arasında
başını kopardığı pastel bir son/baharda
“Lâmelif Kadın !
Adımlarını göğsüme sakla
yoksa
bu hikayenin finali
senli yazılmaz…”
denilmişti…
Özgür SARAÇ/Râzı
13/11/2009 Denizli