Okuduğunuz şiir 13.11.2009 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Doğan BİLGE
Lâmelif Kadın
Gel/gitler arasında bilekleri kesilmiş pastel bir son/baharda
“ Gitme ! Lâmelif Kadın Yanar alfabendeki bütün harfler mekansız kalırsın…”
denilmişti
Lâmelif Kadın dudak kenarlarına telaş yerleştirmişti cümlelerin pimini çekerken
Nihayet “Yol uzun…” denilmişti “Gözyaşlarını bitirme erkenden sonra toz toprak içinde adın yitik bir finalin kursağında kalırsın…”
El sallamadan gitti Lâmelif Kadın sandı ki uzun tırnakları kesilmiştir karanlıkların
/Çok takvim yaprakları söküldü zamanın avuçlarından/
Öpülen yerleri üşüdü dökülürken ellerindeki masum kınalar Nefesleri yere düştü çıkmaz sokaklarda kıstırdı da yalnızlıklar Topuk sesleri derman olamadı derdine Söyleyemedi sevdiği türküleri sesine yağmur koyarak alabildiğine
“Kalan”dan uzakta mevsimler cüzzamlıydı Sataştılar tadına bakmak için Kaçmaya çalıştı Lâmelif Kadın Günahları ayaklarına dolandı
Bekaretini çaldırdı hayallerinin her şişenin sonunda … defalarca… Kangrene çevrildi ayıplanmış yaraları Soluksuz kalınca yırtmaya çalıştı da kaderini kırıldı parmakları
Şehir tüm ışıklarını yaktığı zaman yalan söyleyen aynalar caddelere döktü sırlarını Silindi isminin italik harfleri lâmekana düşerken martıların çığlıkları
Bütün yakamozlar uyandı söndürmek için yangını
Kül olmak ödülüydü yangının… Anladı...
Birbiri ardına boğarken kendisini sigara dumanında Sırra kadem basarak satır aralarında dökemedi silüetini Lâmelif Kadın ecelin avuçlarına
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Lâmelif Kadın şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Lâmelif Kadın şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bazı sırlar lameliflerde yaşar, Gönül sevdalı biçimcde engeller aşar, Kadın kadındır hiç bir zaman ezilmez, Onsun yaşanmaz ondan vazgeçilmez.. Yürekten Tebrikler . Çok güzeldi...
Bu şiir okuduğum çok özel şiirlerden biriydi. Büyülü bir etkisi vardı içinde dolaşılacak geniş mesafeler ardında saklı gizemler Ve şiirin görülen yanında ise akıcı bir dil vardı. Şiir adına keyif getirirken duygular adına çıkmaz bir sokak koydu önüme öylece kalakaldım. Tebriklerim yazan şair dosta...Saygılarım güçlü kalemine.
"İnci Tanesi " Hiç bir satırını kopyalayıp yapıştıramadım, her satırı bir başka anlam içeriyor. Hak Ettiği Yerde ... Kutluyorum, Sevgiler yüreğinize. Kalbiniz gülümsesin.
Birbiri ardına boğarken kendisini sigara dumanında, sırra kadem basarak satır aralarında, dökemedi silüetini Lâmelif Kadın ecelin avuçlarına.
Pişmanlık sızdı kanatılan yerlerden sol tarafa…
Hep, infaz seslerini sizden mi duyacagiz efem Her zaman siz mi sitem edeceksiniz o sevgiliye Ve suclu olan, Günahlariylami hatirlanacak/ sevdiginin sol tarafinda :)
Cok farkli bir tarz ayni zamanda bir o kadar tanidik kelimelerin hükmünü sürdügü siir ( siz anlarsiniz o kelimelere karsi tepkilerimi :) ) Buna ragmen o itiraz ettigim satirlarin aksine illa ki bu satirlari okutturuyor sair
siteye ilk kez bugün şiir ekledim..ve henüz okumaya da fırsatım olmadı..ama seçki oldukça dikkat çekilecek bir yerdeydi ki (iyiki de öyleymiş) bu sayede şiirinizi okudum..hatta okuduğum ilk şiir oldu..anlatım diliniz hoş temayı işleyişiniz de..henüz sitedeki işlemleri tam çözebilmiş değilim ama kaleminizi takip etmek isterim..
Harika...Ayrılamadım lamelif kadından... Gelirken eğildi de sanki giderken dikleşti başı...Adımlarını göğsüne sakla nasıl bir imge zenginliğidir bu tutuldum... Olgun başaklar gibiydi Lamelif kadın... Yüreğinize sağlık... Kaleminiz daim olsun... Tebrikler...
şiire söylenecek hiç bir söz yok şairin şiirlerinin her zamanki mükemmeliğinde.... okuduk aldık zevkimizi, kalemine ve yazdıran birikime sağlık, kutluyorum günün şiirini...şimdi geldim şiirin başka kısmına.... saatlerdir düşünüyorum bir kadına neden" lamelif kadın" denir diye... dedim ki inceleyeyim şu lamelif harfini... uzun uzun inceleyince gördüm ki harfin bir ayağı tevazu gösterir gibi hafifçe eğilmiş, diğer ayağı da dimdik durup bükülmemiş.... yani olması gereken kadın gibi yeri geldiğinde tevazu sahibi, yeri geldiğinde dimdik elif gibi... ne dersin şair biraz daha düşüneyim mi lamelifi?
lamelif harfi Kuran da durak olarak geldiğinde okuyan kişi ister o durakta durmadan geçer isterse durur ama sonra kaldığı yerden devam eder... şiirdeki kadın lamelif pldu şimdi kalan kişi ister geri döndüğünde yüzüne bakmadan geçer gider isterse durur ve birlikte kaldığı yerden devam eder... :-))
Bekaretini çaldırdı hayallerinin her şişenin sonunda … defalarca… Kangrene çevrildi ayıplanmış yaraları. Soluksuz kalınca yırtmaya çalıştı da kaderini kırıldı parmakları. ************************ Eh hayat ne diyeyimki sana öfki öfffff .Dünya denen imtihan yeri, her insanın var bir yaşam öyküsü insan oğlu yaşayan roman Kimilerini yaşatır el bebek gül bebek, bilmez kadri kıymetini nekadar nimetler içinde gömülü olduğunu anlamaz anlayamaz. Bir dehlizin deliğinden bakar dünyaya gözlerinde at gözlüğü ah birde at gözlüğünü çıkarıpta baksalar dünyaya, insanların yaşanmaz hale getirdiği mezbele yaptığı koca dünyanın içinde neler yaşanıyor . dünyada ne yaşantılar var! kimileri mezmele ler içinde ,kimileri bedbah ,kimi ölüm anında ecelle pençeleşiyor kimileri doğuyor başına gelecekten habersiz. İnsan oğlu oldukca şu yer yüzünde acının her türü yaşanır dünya içinde. Halim'in halini bir bile bilseydik her daim kurt kuzu ile gezer di .ALLAH yar ve yardımcınız olsun Sevgiler selamlar ALLAH'a emanet olun... e.erdem.
''Lâmelif Kadın,'' Kulağa pek hoş gelmeyen bir bir kelime ama, şairin duygu ve düşüncesini sadece şair bilir.
Her sözün, her kelimenin ve her ithamın bir açıklaması vardır mutlaka.
Zaten şiir evrenseldir... Her şair mutlaka ki yaşadıklarını yazmıyordur şiiirlerine.. En azından ben böyle düşünüyorum. Hiç kimse şairin hangi ruh haliyle şiir yazdığını bilemez. Elbette her okuyucunun şiire ve şaire bakış açısı farklıdır. Benim şahsi görüşüm, her şiir mutlaka bir yaşanmışlığı anlatır, ama kimin yaşamını anlattığını yine şair bilir. Bu şairin kendi yaşamıda olabilir, arkadaşının ve ya sevgilisi, dostu, komşusu, kardeşi, kızı, oğlu, eşi vs vs... Önemli olan şiirin teması, kurgusu ve içeriğidir. Artı, önemli olan yazdıklarını okuyucuya şiir diliyle sevdirmektir, okuyucuyu tatmin etmektir. Şairin kimi anlattığı, kime yazdığı söz konusu olmamalı şiirde.
Lütfen bunu bir eleştiri olarak algılamayın, içimden geldi ve yazdım. Çünkü bazı okuyucular şiiri direk şairin hayatıyla bağdaştırıyorlar. Bana göre bu düşünce kesinlikle yanlış bir düşüncedir. Şair etkilendiği her şeye şiir yazabilir. Bu insan olabilir, çiçek böcek, hayvan, doğa. Şiir şairin hayatıyla sınırlı olmamalıdır. Şairler duygu insanıdır ve hassattır. Etkilendiği her şeye şiir yazabilirler... Gerçekten bu duyguyave düşünceye sahip olan her şair, ve ya okuyucu ne demek istediğimi anlayacaktır.
Bu şiir bana göre içeriği msj dolu okunacak bir şiirdi... Okuyucuyu yormayan, boğmayan ve oldukça anlamlıydı.
Kutluyorum ve taktir ediyorum şairini... Emeğe saygı
Son derece şık bir şiirdi okuduğum. Özelikle de bir erkeğin elinden kadının bu denli zarif anlatılması takdire şayandır. , Çok takdir ettim kaleminizi üstad.
Her satır acılarını dantel dantel işlemiş Lâmelif kadının... Ve her satırda çok değişik imgeler, tadı damakta kalan... Tema baştan sona ince ince ilerliyor, en ufak bir kopma olmadan.
Seçkiyi kutluyorum, kurulu kutluyorum, emeği kutluyorum.. ŞAİR SELÂM OLSUN ŞİİRİNİZE. ALKIŞLARIMLA....
Bir sarı renk kopardım şimdi takvimlerden. Mevsimini kaybetmiş günler arasına sığınan son bahar düşlüyorum. Hangi harfe saklandıysa gözlerin, terk edilmeye meyilli noktalama işaretleri arasında mekansızım şimdi.
Tüm cümleleri yarım bırakarak dudaklarında, unutulmuş hangi kelime varsa bırak onları. Artık tüm yollarımız çıkmaz sokaklardan ibaret. Gözyaşlarımızın pimini çekerek kirpiklerimden yüreğime bıraktığın topraklarda yitirilmiş cenazeler kalsın. Sakın ola ki hoşça kal deme, gidenlerin arkasından el sallamak uğursuzluktur. Karanlıklarda kaybolmak kesik tırnaklı bir zaman girdabının yansımasıdır aslında.
Ellerimdeki kınalar silinmek üzere, parmak uçlarım kanıyor ve alnıma koyduğum yerin üst kısmı üşümeye başladı avuçlarımın. Nefesim titrek, yalnızlıklarımızın ayak seslerinde gizli, söyleyemediğim türküler. Sesin şimdi yağmur kokuyor, duymuyor musun ?
Günahlarım dolandı bileklerime, kaçtım. Hiçbir çığlığı duymamak için ve hastalıklı mevsimleri üzmemek için yürüdüm, hiç yorulmadım
Hayallerimin suretini bırakarak dağ yamaçlarına, ellerimdeki şişelerin dibini görünceye kadar yaralandım. Soluksuz kaldım ve kaç defa kırıldığımı hiç umursamadım.
Aynalar yalan söyledi, şehir hiç bu kadar parlak olmamıştı o zamanlar. Caddeler ve bulvarlardan silindi ismin. Martıların çığlıkları maviden söküldü artık. Yangın oldu deniz, yakamozlar ağlarken. Kül olduk, bizim kaderimizdi oysa yanmak. Boğulduk, duman kaldı boğazımızda, sırrımıza kadem ve keder basarak satır aralarında ecelimizi hep ceplerimizde sakladık. Pişmanlıklar birikti kanadımıza, geç kaldık. Felaketi kaçınılmaz bir son olan aşk’a.
Kalem kırıldı, hiçbir intihar üç heceli değildi aslında. Denklemler aynı bilinmezliklerin içinde kanadı, bize sadece gözyaşı kadar uzaktı gelgitler.
Göğsümde gelecek zamanın dönüş bileti gizli, hangi mutlu son sensiz olmayı hak ediyor, söyle bana hemen şimdi: Lâmelif Kadın !
Tüm geç kalmisligimla ve bu gecikmenin verdigi aci ile okudum dizelerinizi, hikaye baska ama yanan yürek ayni dedim dedim de dövündüm gec kalmisligima, ya hayat cok erken basladi yada ben gec geldim bu dünyaya.
Güne düsmeyi ta ilk satirlarinda hakettigini gösteren dizelerinizi yine günde görmek mutlu etti beni siir dostu, Kaleminiz daim yüreginiz huzurlu olsun, sevgi / saygilarimla
Şems Tebrizi genel evde gördüğü kadına (yaban gülü) dedi ki;
"Çık burdan burası senin yerin değil" kadın, ama dedi benim kimsem yok ki hem başka iş de bilmemem... Şems; "Sadece yola çık gayrısı Rabbinin işidir"... Kadın yola çıktı ve mevlananın ocağında ağırlandı...
Hiç bir hayatın hikayesiz "bizce" yazılmaz ne lamelif kadınlar yola çıkar da sonu bizce olmaz...
Geç kalmak felakettir aşk da… ... Haklı şair. Ne denirki bu şiire Alıp gitmekten başka Yorum sönük kalacak bilirim şiire. Sessizce çekilirim bende Demlenmek için şiirle bir köşede.
Şiirini sevdiğim şairim Bir fırtına bir met cezirde savurdunuz yüreğimi Hadi kimsede bulmasın yasemin çiçeklerini yeter Savrulsunlar oraya buraya kutlarım yüreğiniz kadar özeldi Ve şiirsiniz şairim sevgimdesiniz ve saygımda.............
Bekaretini çaldırdı hayallerinin her şişenin sonunda … defalarca… Kangrene çevrildi ayıplanmış yaraları. Soluksuz kalınca yırtmaya çalıştı da kaderini kırıldı parmakları.
Şehir tüm ışıklarını yaktığı zaman, yalan söyleyen aynalar caddelere döktü sırlarını. Silindi isminin italik harfleri lâmekana düşerken martıların çığlıkları.
Bütün yakamozlar uyandı söndürmek için yangını.
… kül olmak ödülüydü yangının oysa…
merhaba güzel insan kutlarım bu güzel bu harika bu imgelerle süslenmiş şiiri.ve ayakta kaldı alkışlarım...
İntihar yazan ucundan kırıldı kalemin bedeni.
Denklemler çözülemedi…
bu ne ya bu nasıl şiir , ne diyeceğimi şaşırdım. ne yazacağımı bilemedim. sustum da kaldım. ve ben şimdiden geceme düşen şiiri seçtim. bu nasıl bir sonbahardı böyle bu nasıl bir savruluş bu denklemnleri çözülmemiş bir hasaplaşmaydı belkide savrulup gittim ötelerin ötesine düştü dilim oysa böyle güzel şiirleri dinim bilirdim bu ne ya '' adımlarını göğsüme sakla '' bu nasıl bir yürek ki okuyucuyu bir imgeyle nerelere sürüklüyor bu hangi hikayenin finali bu hangi hikayenin başlangıcı karıştım kaldım bu kadar şiirsel bir anlatımda yanıyor tüm kelimeler kül oluyor bütün bedenler, bütün sevişmeler ölüm diyor birileri.... birileri bu şiire gıptayla bakıyor benim gibi öperken üşürdü ellerindeki kınaların renkleri çıkmaz sokakalarda kıstırılmış umutlar birileri seni aşka yazarlar , birileri ayrılıklara gel de dayan böyle akşamlara bu nasıl şiir bu nasıl anlatım , şaştım kaldım burada.... uzun tırnakların ucundan uzar gider ellerin sen hangi aşkın gebesiydin düşüklere yakın duran intiharları ayzan bir adam bakar kapıdan çeker perdelerini uzaklarda bir liman kl olmak sanki ölümün keyfiydi şiir biraz da şairde ölmek miydi şimdi bir düşte boğarken gülüşlerini kırılmış kaburgalarında karanlığın el izleri de bana bu şiir nasıl yazılır bana yeniden öğret kelimeleri bu geç kalmış bir pişnamlıktı belki ne kadının yüzü güler böyle sonbaharlarda ne erkeğin sızlar içi bu şiir de böyle bitmez kim dindirir böyle ayazlardaki sancıları sıcak bir damla umuda sakla yarınları gün olur denklemleri çözer bu ülkenin afacan çocukları haydi aşkla kal şiirlerin ustası. bir kez daha sizi kutluyor delikli çınarın göbeğine bu şiiri altın harflerle yazıyorum işte ben böylesi şiirle tapıyorum allahın gücüne gitmesin hani seviyorum böyle şiirleri sen hep yaz ustam hep yaz böylesi güzellikleri aşkla kal hep kurduğun düşte bıraktığın gülüşte kal bin selam olsun datça kıyılarından denizli sabahlarına......aşkla kal...umutla....
aşk herkesin yenilgisi dibe vuran tortu yalanlanan ölüm sen ey sevgiden utanan gülüm koparma dikenlerini yüreğimin sulama sevincimi ötede iblisler ırzına geçerken hayatın yaşamı yüklenmek omuzlarına bütün yalnızlıkların üstüne gömülüp sulama cinnetimi delirtme beni İsa İnan
Öpülen yerleri üşüdü sökülürken ellerindeki masum kınalar. Nefesleri yere düştü çıkmaz sokaklarda kıstırdı da yalnızlıklar. Topuk sesleri derman olamadı derdine, söyleyemedi sevdiği türküleri sesine yağmur koyarak alabildiğine. ... kül olana dek kaç yangına teslim edecek canını arkasına bakmadan kaç kez daha kaçacak... yalnızlıkta yalpalarken küçük elleri, hangi aşklara yetişecek kimbilir, hangi aşk ile yetişecek kül demine... ... dayanamayıp gidiyorum.
kesinlikle...
Kutluyorum enfes şiirinizi.
Seslendirme ayrıca güzel.
Saygımla.