52
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
7326
Okunma
Hani çok güzel çıkmışım dediğin bir fotoğrafın vardı - benim olmadığım - kayboldu zannetmiştin ve çok üzülmüştün Kaybolmamıştı Bakmadığın tek yere sana yazdığım şiirlerin arasına saklamıştım
Islak bir mevzu benim için
gidişin
Kaç günü içtiğimi
ve kaç şiire sobelendiğimi bilmediğim
Sen uzak ihtimallere giden otobüsleri severdin
ayırt etmeden
Kaç isimsiz adres geçilir onu hesap ederdin
Kaldırsınlar derdin yollardan tabelaları
ve söksünler zamanın parmak uçlarından dakikaları
Canım acırdı bilmezdin ...
Hayallerimden başlayarak önce
kendimi yakmak isterdim gözlerinin önünde
Kalmanı sağlayacak satırlar bitmediği için
vazgeçerdim
Ne zaman
hangi otobüsün camına yapıştırdın yüzünü ...
Önce evler yırtıldı sonra sokaklar
ardından bu koca şehir
topuklarına kadar
Kaç kez diktim
ve kaç kez ördüm saçlarını yeniden
bilmezsin
Yetim bıraktığın caddelerde
devriyeler geziyor sabit aralıklarla
İmdat çığlıklarını
ve yalnız gezen adamları topluyorlar
Gizleniyorum aklını kaçırmış gölgelerin
bacak aralarına
Beni de rutubetli duvarlara asmasınlar
Sen gittiğinden beri
selamlaştığın herkes yüzüme saklanarak bakıyor
Dudak kenarlarında bir acımtırak türkü
yavan yavan söylüyorlar
ki sözlerini de bilmiyorlar
Her sabah beslediğin bir kedi vardı ya
-ismi elma şekeri miydi neydi-
sanırım bir sevgilisi var
Artık kapının önünde yatmıyor
ve
o inatçı simitçi çocuk
-hani ellerin üşümüş yavrum derdin-
hala kalın giyinmiyor
Gazete dağıtan adam
yanlış kapıda aynen ısrar ediyor
Beni merak etme !
Yaralarımı kanatmayı alışkanlık edindim
Kanatıp kanatıp satırlara sen diye sürmeyi
Zihnimin köklerini karıştırıp kanlı ellerimle
seni anlatan imgeler buluyorum
sonra beğenmeyip atıyorum hepsini
Bak işte tatsız tuzsuz şiirler yazıyorum
Çoktandır sabah ezanlarını duymuyorum
ya müezzinler unutuyor
ya ben ayılamıyorum
Eski Türk Filmlerini kaçırmıyorum
Bazen Kadir oluyorum bazen Cüneyt
filmin sonunda sana kavuşuyorum
Gelip örtersin diye üstüm açık yatıyorum
Dizimde uyursun diye masallar biriktiriyorum
Kitapların sayfalarına seni seviyorum yazıyorum
Diktiğin çiçekler üzülmesin diye yalanlar söylüyorum
Kısacası sen gittiğinden beri kendimi kandırıyorum ...
Biliyorum masal tadında uyumayacaksın dizimde
Kokunu bir daha sürmeyeceksin tenime
ve üzülmeyeceksin
kelebeklerin kanatlarını ateşe atıp gidişine
Zaten
geceler de gelinliklerini çıkardı artık
yıldızlar daha parlak batıyor gözlerime
Ne anneme ne babama söyledim gittiğini
ne de arkadaşlarıma
Aslına bakarsan
kendime bile söylemedim daha
Ah Yâr !
Minareler usulca sokulup el açarken göğün sinesine
ben neden sığamadım sanki avuç içlerine ...
Özgür SARAÇ/Râzı
26/03/2010Denizli