ÖLÜ KUĞULAR VE ÖZLEMİŞ MEKTUPLAR
Önündeki kağıda ölü kuğular çizip duruyor
Belli ki birazdan bu çin malı plastik masada çok acıtmayacak kelimelerden kurulmuş cümlelerle veda edecek bana İçimde volta atmaya başlıyor kirli ayakları ile bir düşünce hem de zehirli Yarın uyandığında yanında olmayacak dünyanın en güzel günaydınını söyleyen sevgili (Onu ilk gördüğümde bir elinde market poşeti vardı bir kediyi seviyordu diğeriyle de O an başlamıştım ellerini özlemeye) …… Sanki akreple yelkovanın acıyı körükleyen ağzında kelepçeli oturuyoruz Kaç ölü kuğu çizdiğini soruyorum kilidi kırmak için Susuyor Neriman teyze geçiyor önümüzden -bastonu yirmilerinde kendisi yetmişlerinde- selamını duymuyor Rujunun dudaklarına yakıştığını düşünüyorum Öpüşsek diyorum onu da inandırabilirim Saçmalıyorum işte aklımı kaçırmamak için Tam o anda gitmek üzerine birkaç cümle kuruyor Yan masadaki adam kravat bağlamayı bilmediğini ama borsadan çok kazandığını yüksek sesle anlattığı için duymakta güçlük çekiyorum Anlıyor ve ölü kuğularına geri dönüyor …… Epeydir masanın etrafında dönüp duran kedi bizden umudu kesip çöp kovasına gidiyor Manav karpuz kavun reyonunu düzenliyor Bakkal bir fazla ekmek satmak ister gibi gülümsüyor Berber Amerikan kesiyor bir ergenin saçlarını Üstümüzden bir söndürme uçağı geçiyor -başka bir yerde daha yangın çıkmış olmalı- Tam o anda gitmek üzerine birkaç cümle daha kuruyor Karşı pencerede susamış gibi bakan kumru ve kırmızıda bekleyen Oktay Rifat’a benzeyen adam -en azından şapkası ve sigarasını yakışı neredeyse aynı olan- dikkatimi dağıtıyor Anlıyor ve ölü kuğularına geri dönüyor …… Son bir saattir karşıdaki çiçekçiye müşteri girmiyor Artık kimse sevdiğine çiçek almıyor mu diye düşünüyorum -belki de insanlar bedava olduğu için başkasının bahçesindeki çiçekleri yağmalamayı seçiyor- Aklımı kaçırmamak için yine saçmalıyorum Onun bir elinde ölü kuğular var diğer elini saklıyor masanın altına Musa’nın ahit sandığını sakladığı gibi Tutsam kurtarabilirim diyorum birkaç kuğuyu ölümden ve kendimi kıyametten gamzesindeki kuyulara takılıyorum Tam o anda gitmek üzerine birkaç cümle daha kurmak istiyor -son birkaç cümle ölü kuğuların sayfadan taşmasından anlıyorum- Noktaya gelmeden susturuyorum Bahanem kalmadı diyorum ve kaçabileceğim bir yer cümlelerini duyup yüzleşmemek için Sadece kuğuları öldürmeyi bırak ve özlemiş mektuplarımı hangi adrese göndereceğimi söyle sevgilim Özgür SARAÇ / Râzı Şiire sesini giydirdiğin için teşekkür ederim "İlginç Gia" |
Boş beyaz bir sayfa koysaydın önüne
Ya da bir sürü deste deste ihtimal ?
Dolup taştıkça tertemiz sayfadan başlamak?
Yüzleşmek cesaret işi
Razica yürek işi 👏
Hep güzel...