BİR BAKMIŞSIN BİLEKLERİN KELEPÇELERİN PAVYONUbu şehir bu gece geç bitecek, sen git istersen düşünüş, başkaldırı, itiraz, çıkışsızlık, öfke, bulantı. bunlar her yerde aranan yerli ve kaçak sözcüklerdir karanlığı yırtmanın görünmez dövüşçüleridirler yetkileriyle gelirler az sonra “söze karşı silah” diyenler ellerinde derin uzanış yüzlerinde devletin soğuk rengi git istersen, bazı evleri öldürüp kaza süsü vereceklerdir yine giderken avuçlarına birkaç çıkmaz sokak al olasılık doludur çıkmaz sokakların içi, gidişi yüceltir özgürlük denen şey azılı suçludur buralarda kaç kez ipe bağlayıp götürdüler onu herkesin gözü önünde cinayetlerin üzeri sevimli manzaralarla örtülüp yasal mermilere kahramanlık süsü verilmiştir kaç kez bak şu gördüğün resim, şu çukura benzeyen tecrübeli şey: çürümeyi alkışlamaktan elleri çatlayanların sığınağıdır insan böyle bozuluyor işte, bir sığınak yetiyor derin his diye bir şey kalmamış insanda derinlik büyük acı çekiyor bu kaygan zeminde görüyorsun, gördükçe gözlerin ölüyor konuşuyorsun, dudakların ölüyor bir bakmışsın olduğun yer yalnızlığın o büyük fabrikası bir bakmışsın bileklerin kelepçelerin pavyonu git istersen, az sonra çığlıkları duyulmaya başlar kentleri yakıldığı için üşümüş serçelerin ve anlamları sona erdiği için atılmış çiçeklerin “sözün tarafındayım” dedim onlara ve avazım çıktığı kadar bağırdım: yolculuklarımı kim aldıysa yerine koysun! bir sessizlik girdi araya, baktım sessizliğin gövdesi boştu anlamıştım; hedef gösterilme uzmanıymışım ben böyle başlamıştı işte gerçekliğin parçalanışı kaç kişi hissediyordu bunu şu insan kıyametinde kaç kişi biliyordu kelimenin külden yapıldığını ve şiirin sadece rüzgarla konuşmak olmadığını bunu kime söylediysem senden önce onun ruhu bekleyişin kız kardeşi oldu beklemişlerdi; hüzün iyice yerleşene kadar şimdi, git istersen, bu şehir bu gece kendine ateş ederken gerçek insanlar kullanacak |
'araya sessizlik mi girdi?' yoksa suskunluğun benimsenip hayatlara yine sessizce dahil oluşu mu?
pasif ve sinik yerimizde gerçekleri gözümüzün önünde alıp götürüyolar ve bir çoğumuz gıkını çıkarmadan üç maymunu oynamaya devam ediyor...
ne güzel şiirdi bu...bizi gerçeklerle yüzleştiren sesine ne kadar teşekkür etsem az...
selam ve sevgiyle...