Öfke
Yıkılacak köprümüz kalmamıştı,
Türkülerimizle kavuşuyorduk artık beklediklerimize Yaşlı geceler kalmıştı Bir de anlatamadıklarımız karanlığına gözyaşının Bekledik, düşünceler döktük köküne umudun Sarılacak kollarımız kırılmıştı Sakladığımız gülüşlerle kavuşuyorduk artık kendimize. Uzanırdı dilimize kupkuru susuşlar Kırılırdı ağzımızda cümleler, Ağlardık, yağmuru dilerken çığlığımıza Ateş vardı, kor vardı, har vardı Dayanılmaz haram acılar vardı Göreceğimiz bir hayal de kalmamıştı Uyuyarak kavuşurduk uzağımızdaki isyana. Yorgun bir atın toynaklarında güneşin kanı Acımasız toprakların günahını sürünmüş Bize koşmuş, bize varmış, bize yokmuş Yolcusunu intihara sürüklemiş dört nala öfke Kusacağımız öfkemiz kalmamıştı Atı ölümle, toprağı insanla süsledik Ağlaya ağlaya, yana yana. Nedim KARDAŞ |