HEP YAĞMURLAR BÜYÜTTÜM SESİNLE’’mi’’ soru edatı gibiydin ya/saklıydık değil mi? Esmerliğimde doğan güneş Uzak iklimlerden Kırlangıçlar taşıyordu sesini Yağmurlarla beraber Ve biz yaralarımıza ağlıyorduk durmadan Sen karanlıklardan korkuyordun Bense kalabalıklardan Bilmiyor muydun mahkumduk karanlığa Daha ana rahmindeyken Başlamıştı sürgünlüğe yolculuğumuz -Oysa ne çok bendin- En çok da ülkeme benziyordun Kanayan Sızlayan Ağlayan Yusuf’un gömleğiydi üzerimdeki Her can düşende toprağa Biz de ölüyorduk onlarla beraber Sen ana oluyordun Bense evin direği Sarsılıyorduk Eğiliyordu başak misali boynumuz Sonra Dicle oluyordun Akıyordun,akıyordun Göğsünü yırtıyordun dağların Bense tekilliğimle çoğul acılar biriktiriyordum Sevdama, Ülkeme Dağlara En çok da Güneşi avuçlarında taşıyan Mavzer gözlü çocuklara Bilmiyordun Bilmiyordun Varlığınla büyüyüp Yokluğunla dirhem dirhem eriyordum Biliyordum Biliyordum Gül yaprağından daha kırılgandı solukların Cennet kokusunu taşıyordu avuçların Ve mahşerin orta yerinde Çapraz sorgulardayken Kapayıp gözlerimi Derinden çekerken nefes Sen oluyordum Seni soluyordum ...//NECAT USLU |
Oysa acının dili yüreklerde aynı iken
ya-saklı kaldı dillere
ve sewda
hangi yüreğin kapısını aralamışsa
hep yara
hep yara
Değil miydi ki insan kederi körüklüyordu soluğunda
özlemin tuzuna gözlerini banarken
saygıyla şair...