Mendilateşten gömlekler giydim geçtim kandan nehirlerden ıslandım asit yağmurlarıyla manastırlarda geceledim bulutlar ardından melekler indi yağmurlarla şeytan sofralarında helal lokmalar çiğnedim yürüdüm cam kırıklarıyla dolu sokaklarda yalın ayaklarımla arayıp durdum kendimi şehirler boyu soluklandığım her durakta sana vardım seni kendim bildim durdum küflü tavanlarına bakarak hep geçmişte kalmış kentlerin dedim: ben hep başkalarının gözyaşlarını silen kadim bir mendilim herkese şeker şerbet bana zehir zıkkımdır dilim aşk minberinde salası okunan o günahkâr müridim unuttum tiradımı affet beni Rabbim ... Necat Uslu |