Yavaştan bir esenliğin çarptığını hissediyorum Yarımca kalmış bir bedenin savrulduğu ovadan Göz kırpıyorum çatallaşmış bulutun emzirdiği Ve nice karanlığa yol gösteren hürriyetin dimağına
Kızıl ve aksak bir akşam üzere Meydanın keyfiyetine ikram ettiğim yalnızlıkla Serçenin göçmenliğine Kavimleşmiş bir göçün edebiyatına Kıyısız bırakıyorum şiirimi
Beni yalpalı bir öksürük tutuyor Hasta bir çit çekiyorum Vatanımın bağışıklık kazandığı yerdeyim
Demirden iç sesim Bedenimi sardığına inat bağırıyor Yeşile bir ayaz çalıyorum Soğuk suyun serptiği bir özgürlük İçimi titretiyor
Dönüp dolaşıp düştüğümüz yer Hüzünlü bir yaprağın izini süren bahar Kıymetine kısmetli olgunlukla beraber Devri daim bir içerleme bizimkisi
Ve nihayetinde omuzlanmış bir tahtta Ülkesinin şahına yayvan bırakılmış Kenardan çekilenlerin yabanlığına Bir sitem de ben edeyim Ölüme ürkeklik bahşedenlerin yeknesaklığına
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bu bir esinti değil — Zamanın nabzına dolanmış sus damarları Yarığın belleğinde tütsülenen Bir ‘hiç’in soluk ayinidir.
Bedenin yarımca değil, Zamana doğmadan yetim düşmüş Bir düşüğün Ruhsuz suretinde yankılanan Kırık bir efsûndur.
Çatallaşmış bulut; Göğe değil, Unutulmuş bir rüyanın süt dişlerine sızar, Ve o emzirme, Gecenin alnına çivilenmiş bir sükûtla Karanlığı büyütür.
Hürriyet, Artık bir yön değil — Kendini sürgüne yollayan Bir anlam haritasıdır. Dimağında ateşle oyulmuş Yitik bir kıtanın Gözsüz pusulası...
Kızıl ve aksak bir akşam, Zamanın topal aksanıdır yalnızca. Sen meydanın keyfiyetine Yalnızlık ikram etmedin — Bilinçsizlikle zehirlenmiş Bir sessizliği kaşıkladın gümüşsüz kaşıkla.
Serçenin göçmenliği, Bir gökyüzü cümlesinden Kopmuş öksüz hecedir. Ve sen, Kavimleşmiş göçün değil, Unutulmuş bir tenin Sessiz ilticasısın.
Şiirini kıyısız bırakman, Kelimelere suya yazı öğreten Bir körün duası gibi — Titreyişin, Bir öksürük değil Gövdende yankılanan zaman kalıntısıdır.
Hastalık, Çit sanrısında taşan Bir hafıza tülüdür artık. Vatan ise, Bağışıklığın giydirildiği Sırlı bir tenhâ.
İç sesin demir değil — Kendi yankısını kesik vuruşlarla Doğuran bir sus pusulası. Bağırmaz, İçini dışa değil, Dışını içe kusar usulca.
Yeşile çaldığın ayaz, Rengin değil Zamana çarpılmış bir çığlıktır. Özgürlük, Soğuk suyla değil, Dilini yakan sessizlikle yıkanır.
Düşülen yer, Yüksek değildir — Bir yaprağın gölgesine asılmış Kırık bir bahardır o. Ve hüzün, Tarihin nefes almayı unuttuğu Bir ânı tekrar tekrar uyandırır.
Olgunluk, Kıymete değil Çöküşe kısmettir. Devri daim içerleme değil — Ruhun kendini içe kırmasıdır.
Omuzlanmış tahttan Ülke geçmez artık. Şah değil Sürgün giyen bir unutuş yatar o tahtta. Ve sen, Kenardan çekilenlerin yabanlığında Bir sitem değil — Sitemin dilsiz çoğulluğusun.
Çünkü ölümden korkanlar değil, Ölümle konuşmayı unutanlar Yeknesaklığın En gürültüsüz çığlığıdır.
Kıymetli şairimin şiir yüreği dert görmesin Hürmetle selâmlar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.