0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
333
Okunma
Ay tenine inci mercan dizen bir volkanın ihramı üstümdeydi
İçim dışım sen kırıkları doluyken
Yalın bir beyazın sırtıyla kol kola gezen toz dumanlı havadayım
Seyirlik bir güvercinin gölgesi gözümden akar kuytulara
Çiçekler kaynayan dağlının mevsimine şifa sayar nergisi
İçimden durup çıkardığım yârin yedi kapılı ayak izleri
Sevdimse sıcacık yumrulu bir o kadar ceylan alınganlığı
İnceciksin
Dağdan eriyen karın iç ferahlatan ruh ezmesi
Kokunda salınırken rahvan atların yeleleri
Sevda meydanların kabuk bağlayan yapay fısıltısı
Taze bir aşka ürkek çiçekleri salar ruhum
Yalınayak ağrımalı bir yol dinginliği içim
Bense çırpınan bir ezginin elini tutmuşum
Ruhum yayvan
Ve aziz katmerli bir esirlik kalbimden aşağı dökülüyor
Yol kenarı kallavi bir uğultuyla birleşmiş
Dikilesin önüme Yârim
Bir tankın külçe külçe demirlenişine
Ağır aksak bir yaralı serçeymişim
Çağırdın mı hür kabrin dağlanmış yamacından
Yankı verir sesin sevinç verir hiç olurum his burukluğunda
Özümde hüzün
Yüzümde bir mevsimin iç yakarışı
Ve sonbahara galebe çalan bir donuk eksiksizliğim
Öksüzlüğüm
Sensizliğim
Yakın doğunun en batı ilkelliğindeki çadır kentli bir dağlının kovuğundasın
Bahçesine ektiği nergis desenli bir mevsimin en nadidesi
Yazdığı buzların yürüttüğü güneşin kalbinden açtırdığı paramparçalıkla
Eklemleri ekildiğini bilmeden
Dillenmeden iç sözü
İçmeden dağın akışındaki bir keremin tasından
Yetim bir sensizlik dikmeyesin otağına dağından bir haber yamaçlının
5.0
100% (3)