EFSUN VE İZLER : Geçmişin ve Yalnızlığın AkorlarıI- Bir hikaye duydum; eski bir aşkın yankısıydı, Bozkırda uykuda kalan ay ışığına sevdalı. O eski aşklar, kara üzüm asması gibi dolanıp bacaklarıma, Beni sardı her gece, o ay ışığının altında. Anladım ki düşkünlük, insanın insana bıraktığı mirastı, Başlar ve biter, bir alacakaranlık sabahında. Tuzdan deniz gibi sarar etrafını. İnsanlar susar, gözleriyle konuşurlar. İçimizde bir nehir akar, denize kavuşmak istemez. Yangın çıkar ama kimse dokunmaz. Bir sevda kalır, sürer yıllar boyu. Bir sabah gelir, uyanırsın ki geç kalmışsın. Şiir söylenir, yankısı gider gelir içimde. Bir çift göz olur, her gün yeniden doğan güneşte. Bir kitap yazılır, okunmadan unutulur. Bir insan yaşar ve ölür, sessiz sedasız. II- Gemi yanaştı rıhtımına, içinde ben, Mavinin en derin tonları saklıydı içimde. Yolculuk, gitmekten çok kalmaya dair, Rüzgâr esiyordu, yüzümde tuzlu bir iz, Ve gökyüzü, kırık bir aynadan yansıyan, Yalnızlığa dair hatıraydı. Sular çekildi, kumlar ortaya çıktı. Adım attım, izim geride kaldı. Serüven, başlamadan biten bir şeydi, Yağmur damlasıydım, denizde kaybolan, Ve çöl, kumdan başka bir şey değildi. Hüzün kaldı geriye, gökyüzünde asılı. Gece çöktü, yıldızlar ortaya çıktı. Karanlık içine çekti beni. Işık aradım, karanlıkta kaybolan. Bir şiir yazılmadan unutulmuştu. Bir şarkı dudaklarda kaldı, Fırtına kopardı, içimde savrulan. Ve ben, bir gölge gibi yürüdüm, Yalnızlığımda, duvarın arkasında. |