İKİ LİRALIK FELSEFEKahvenin köşesindeki durağın orada bir amca var, Elinde gazete, yüzünde yılların kırışıkları, Dedi ki, "Evlat, bu hayat iki liralık felsefe, Bozuk çıkarsa geri almazlar, bilmiş ol." Elim cebinde, kafam dalgın, Zamlar yağmış market raflarına, Bir de üstüne yok satmış umutlar, Yalnızlık desen sudan ucuz, Bir tane alana, ikincisi de bedava! Simitçiye yanaştım usulca, "Dostum," dedim, "Bize de bir umut ver." Güldü adam, "Umudu simitle yoğurduk arkadaş, Çıtır çıtır ısır da bak, Ağzında kırık dökük hayaller kalsın." İki liralık felsefe dediysek, İçinde biraz umut, gözlerinde ışık olsun, Fazlasını isteme, Bu dünya zaten bozuk para gibi; Düşersin yere, kimse dönüp bakmaz bile. Amca, bir sigara yakıp uzaklaşırken, Ben de cebimdeki son bozuk parayla düşündüm; Belki de bu hayatı çok ciddiye aldık, Oysa hayat hep iki liralık bir oyunmuş, Kazananı olmayan şu koca sahnede. |