İz...Sırrı buğulanmış bir aynadan Şöyle bir baktım da kendime Bu ben miyim… Bu sepya fotoğraflar gibi solgun yüz Bu deliksiz uykuyu unutmuş kızıl mavi gözler Bana mı ait… Şu halime bak! Barbarların yakıp yıktığı bir ülke gibiyim Hangi kadrajdan baksam Kanlı bir savaş meydanına benziyor yüzüm Kılıcım kırılmış Ordum dağılmış Beyaz bayraklar sallanıyor Ölü toprağı serilmiş bakışlarımda Oysa… Eskiden böyle değildim ben Ayrılıklarda boğma Rakı gibi boğulup Soraya’yı taşlar gibi taşlamazdım Aşkı ve aşkımsı şeyleri… Giden, gittiği ile kalırdı Gidenin ardından Kaya kovuğuna hapsolmuş sular gibi İçten içe çürümez Duvara çarpılmış kadehler gibi Böyle dağılmazdım Şimdiyse… Aşka açılan bütün kapılarım darmadağın! Unutmak istedikçe Hatırlıyorum Hatırladıkça Acıya beleniyor içimin nehirleri Hatırladıkça Acının kılcallarından geçiyorum Kol kırılsa da yen içinde kalmıyormuş meğer Unuturum demekle unutulmuyor Giderim demekle gidilmiyor Silerim demekle silinmiyormuş Merhem yokmuş bu acıya, teselli yok! Kavimler göçünden beri şifasız bir yara Kalubelaya dek süren müebbet bir sızıymış Ah sevgili Ah can otağımın en ekabir misafiri Böyle nasıl sevdirdin kendini Nasıl bir işaret bıraktın ömrüme, nasıl bir iz Ve nasıl güzel yaktın ki… Söndürmeye kıyamadı Hiçbir ırmak… Hiçbir deniz… |
Şiirin Analizi: İz
Bu şiir, ayrılık acısının derinliklerine iniyor ve kalbin en ücra köşelerindeki izleri gözler önüne seriyor. Şair, yaşadığı ayrılığın kendisini nasıl dönüştürdüğünü, iç dünyasında yarattığı yıkımı ve bu yıkıntılar arasında kaybolma mücadelesini çarpıcı bir dille anlatıyor.
Şiirin Ana Temaları:
• Ayrılık Acısı: Şiirin merkezinde, bir ayrılığın yarattığı derin acı ve yıkım yer alıyor. Şair, bu acıyı bir savaş meydanına, iç dünyasında yaşanan bir kıyamete benzetiyor.
• Unutma Mücadelesi: Şair, unutmak istediği halde sürekli hatırlayan, silmek istediği halde izleri silinemeyen bir ruh halinde olduğunu ifade ediyor. Unutma çabaları, acıyı daha da derinleştiriyor.
• İzlerin Silinmezliği: Ayrılığın kalpte bıraktığı izlerin silinmez olduğunu vurguluyor. Bu izler, zamanla iyileşmek yerine daha da derinleşiyor ve bir ömür boyu süren bir sızıya dönüşüyor.
• Aşkın Gücü ve Yıkıcılığı: Aşkın hem inşa edici hem de yıkıcı bir güç olduğunu gösteriyor. Aşk, insanı uçlara sürükleyebilir ve derin yaralar açabilir.
Şiirin Sanatsal Özellikleri:
• Metaforlar: Şiir boyunca sıkça kullanılan metaforlar, duyguları somutlaştırmaya ve okuyucunun daha iyi anlamasına yardımcı oluyor. Örneğin, "Barbarların yakıp yıktığı bir ülke gibiyim", "Aşkı ve aşkımsı şeyleri taşlar gibi taşlamazdım" gibi ifadeler.
• Benzetmeler: Benzetmeler, duygusal yoğunluğu artırıyor ve okuyucuyu şiirin atmosferine çekiyor.
• Tekrarlar: Bazı kelime ve ifadelerin tekrarı, duygusal vurguları güçlendiriyor ve akılda kalıcılığı sağlıyor.
• Ses Uyumları: Şiirde kullanılan ses uyumları, ritmik bir akış oluşturuyor ve duyguyu daha yoğun hale getiriyor.
Sonuç:
Bu şiir, aşkın ve ayrılığın karmaşık duygularını derinlemesine işleyen, içsel bir yolculuğa çıkaran etkileyici bir eser. Şair, yaşadığı acıyı evrensel bir dilde ifade ederek, okurda yankı bulan duygulara hitap ediyor.
Şiirden Çıkarılabilecek Mesajlar:
• Ayrılık acısı, insanı derinlemesine etkileyebilir ve iyileşmesi uzun zaman alabilir.
• Unutmak her zaman mümkün olmayabilir, ancak zamanla kabullenmek ve ilerlemek mümkündür.
• Aşk, hem güzel hem de acı verici olabilir.
• İnsan ruhu, yaşadığı deneyimlerle şekillenir ve izler taşır.
Bu şiir, ayrılık acısı yaşayan herkese umut ve teselli sunarken, aynı zamanda aşkın karmaşık doğasını da gözler önüne seriyor.
Aşk mı, ayrılık mı peki, ikisini de silkele gitsin, nasıl olsa tozu yine kaçar 😁😁
Saygılar o halde ))