2
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
474
Okunma
Bu ömre bir cellat yeter başka aşk istemem…
Ne garip değil mi
giden sensin ama benden biliyorlar
şu dilsiz şehrin ıssızlığını
ve kızıyorlar
sanki tüm çiçekler
benim bileğimde kaybetmiş gibi gülüşünü
Dilleri cevap aramayan bir kamçı
sormuyorlar
söylemeye çalıştığım şarkımızın
artık neden boğazıma takıldığını
Ne bilsinler
Çatlamış kuru dudaklarınla
öptüğün içindi
çiçeklerin suratını asması
ve sen zamansız gittiğin içindi
bu şehrin kafasının karışması
Sana verdiğim çiçekleri kuruttuğun gün
ben anlamıştım gideceğini
onlar da anlasalardı
…
Ben sadece
şubatta değil
-bilirsin üşürken ağlayamam-
nisanda gitmeni isterdim
Leylekler gelmiş olurdu
ve ben üşümez
yazdığım şiirleri de silmezdim
Ama biletini almıştın çoktan
söyleyemedim
Biliyor musun
İlk gittiğin zamanlar
sırf seni unutabilmek için
kendimi yerel gazetelerin iş ilanlarıyla oyaladım
Her gün saatlerce o ilanların arasında yattım
İyi değildim
Hiç iyi değildim
Sen bilmezsin tabi
akrebin iğnesi ucunda can çekişmeyi
-bıçağın ağzına yatmış İsmail
evet sadece o anlar beni-
Giderken tetiğini bozmuşsun elvedanın
Ah ki boşuna uğraşıp didinmişsin
Benim zaten her gün
babama ekmek almam lazımdı
istesem de ölemezdim
Biliyor musun
şu son zamanlar aklıma ne zaman düşsen
-ilanlardan çoktan sıkıldım-
gidip kendime ayakkabı baktım
Bilirsin ayakkabı seçmeyi bilmem ben
bu yüzden almak olmadı hiç niyetim
Ayakkabılarımı -senden önce- hep babam alırdı
ben sadece numarasını söylerdim
Birazdan ayakkabı bakmaya gideceğim
ve yine almayacağım
Alırsam aklıma düştüğünde
-elimde bir çift modası geçmiş ayakkabı-
yarın ne yapacağım
Not 1: Sana son bir mektup yazmak istemiştim
ama son mektuplar bitirilemiyormuş
bu yüzden gönderemedim
Not 2: Çayını bardağı kırar gibi karıştırmayacaktın
ve garip nesnelerle açmayacaktın kapağını şişelerin
Hatırlatmak istedim
Özgür SARAÇ / Râzı
240623Denizli